"Pes demek" deyiminin anlamı nedir?
- Mağlubiyeti kabul etmek, başkasının üstünlüğüne boyun eğmek.
- "Yenileceğini anlayınca sırtı yere gelmeden pes dedi."
Pes demek deyimine benzer deyimler
"Ağzını havaya (poyraza) açmak" deyimi ve açıklaması
- Elindeki fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere bir şeyler elde etmeyi ummak.
- Umduğunu elde edememek, fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere beklemek.
- "Evi o zaman alacaktın, artık geçti, bundan sonra ağzını havaya aç."
[
Ağzını havaya (poyraza) açmak]
"Amana gelmek" deyimi ve açıklaması
- Önce direnirken zor karşısında baş eğmek.
- "Aman dilemek."
- Teslim olmak, önce direnirken zor karşısında boyun eğmek.
- "Nihayet düşman amana geldi."
[
Amana gelmek]
"Aman dedirtmek (amana getirmek)" deyimi ve açıklaması
- Karşı koyan birini boyun eğmek zorunda bırakmak, teslim olmaya zorlamak.
- "Düşmana aman dedirtmek boynumuzun borcu oldu artık."
[
Aman dedirtmek (amana getirmek)]
"Arka (sırt) üstü" deyimi ve açıklaması
- Sırtı yere gelecek biçimde.
[
Arka (sırt) üstü]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Arkası (sırtı) pek" deyimi ve açıklaması
- Soğuktan muhafaza edecek biçimde giyinmiş, iyi giyinmiş olan.
- Güçlü bir kimseye ya da yere güvenen.
- "Ona göre hava hoş, çünkü karnı tok, sırtı pek nasıl olsa!"
[
Arkası (sırtı) pek]
"Askıya çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Nikah kıyılmadan önce, evlenecek kimselerin durumunu (ya da başka bir konuyu) yazılı olarak, herkesin görebileceği yere asmak.
- Evlenecek kimselerin nikâhtan önceki durumlarını gösterir belgelerin, belirli bir süre için ilgili dairede görünür bir yere asılması, ilân edilmesi.
[
Askıya çıkarmak]
"Geri çevirmek" deyimi ve açıklaması
- İade etmek, geldiği yere göndermek, kabul etmemek.
- "Ona aldığım hediyeyi rüşvettir diye geri çevirdi."
[
Geri çevirmek]
"İmana gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hak dini olan İslâm`ı kabul etmek.
- En sonunda doğruyu söylemek.
- Önceden kabul etmediği şeyi sonradan kabul edip uymak.
- "İmana gel, tövbe et ki öbür dünyada mutluluğa eresin."
[
İmana gelmek]
"Kara çalmak" deyimi ve açıklaması
- Birine iftira etmek, leke sürmek, haksız yere suçlamak.
- "Kadıncağıza yok yere kara çaldılar."
[
Kara çalmak]
"Teslim olmak" deyimi ve açıklaması
- Kendinden üstün bir güç karşısında yenilgiyi kabul etmek, mücadeleden vazgeçmek.
- Kendini teslim etmek, birtakım ellere bırakmak.
- "Teslim olursan kılına dokunulmayacaktır!"
[
Teslim olmak]
"Yük altına girmek" deyimi ve açıklaması
- Sorumluluk gerektiren, ağır bir görevi kabul etmek.
- "Desene boş yere yük altına girmişiz biz."
[
Yük altına girmek]