"Onuruna dokunmak" deyiminin anlamı nedir?
- Onurunu, haysiyetini incitmek.
- "Dikkatli ol, birinin onuruna dokunacak iş yapma."
Onuruna dokunmak deyimine benzer deyimler
"Ağır iş" deyimi ve açıklaması
- Yapılması zor iş, güç iş , zahmetli iş.
[
Ağır iş]
"Ağzından kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Söylemek istemediği bir şeyi, boş bulunup söyleyivermek.
- "Dikkatli ol, lafı ağzından kaçırıp da gideceğimiz yeri söyleme."
- Söylemek istemediği şeyi farkında olmadan bildirivermek.
[
Ağzından kaçırmak]
"Akıl kârı olmamak" deyimi ve açıklaması
- Akıllı, dengeli ve ölçülü bir kişinin yapacağı iş olmamak.
- "Akıl kârımı şimdi senin yaptığın bu iş?"
[
Akıl kârı olmamak]
"Akıntıya kürek çekmek" deyimi ve açıklaması
- Olmayacak, gerçekleşmeyecek bir iş uğrunda boşuna çaba sarf etmek.
- "Desene boşuna kürek çekmişiz, olmayacak bu iş."
[
Akıntıya kürek çekmek]
"Ayağına dolaşmak" deyimi ve açıklaması
- İş yapmakta olan bir kimsenin çok yakınında, ayakları arasında gezerek onun iş yapmasını güçleştirmek.
[
Ayağına dolaşmak]
"Babana rahmet" deyimi ve açıklaması
- Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde. Ben de öyle düşünüyordum.
- "Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde; Allah senden razı olsun" anlamında hoşnutluk, memnunluk bildirmek için kullanılır.
[
Babana rahmet]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Baş yemek deyimi ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Sofrada en önemli yemek.
- Birinin ölümüne sebep olmak.
- Birinin herhangi bir işte güç durumda kalmasına yol açmak.
- "Adamın başını sebepsiz yere yediler, şimdi çoluk çocuk aç kalacak."
[
Baş yemek deyimi ve anlamı]
"Bir dalda durmamak" deyimi ve açıklaması
- Sık sık düşünce, iş ya da tutum değiştirmek.
- "Bir dalda dursaydı başına bu iş gelmeyecekti."
[
Bir dalda durmamak]
"Bozum etmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak utandırmak, mahcup etmek.
- "Adamı bozum etmeye bayılır bu ihtiyar, ona karşı dikkatli ol."
[
Bozum etmek]
"Fincancı katırlarını ürkütmek" deyimi ve açıklaması
- Zararı dokunacak bir kimsenin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunmak.
- "Kaymakamla konuşurken dikkatli ol, fincancı katırlarını ürkütme sakın!"
[
Fincancı katırlarını ürkütmek]
"Küçük düşürmek" deyimi ve açıklaması
- Onurunu kırmak, birilerinin yanında itibarını sarsmak ve değerini düşürmek.
- "Dikkatli ol, bir pot kırıp da kendini küçük düşürme sakın."
[
Küçük düşürmek]