"Mum (gibi) olmak" deyiminin anlamı nedir?
- Yaramazlığı, hırçınlığı, uyumsuzluğu bırakıp yola gelmek.
- Razı olmak.
- "Askerde onun da mum gibi olacağına eminim."
Mum (gibi) olmak deyimine benzer deyimler
"Ağırlık basmak" deyimi ve açıklaması
- Beden gevşeyip uykusu gelmek.
- Gevşeklik, uyuşukluk duyumsamak, uykusuz gelir gibi olmak
[
Ağırlık basmak]
"Araya (aralığa) gitmek" deyimi ve açıklaması
- Heder olmak, işe yaramaz duruma gelmek.
- Karışıklıkta elden çıkmak ya da telef olmak.
[
Araya (aralığa) gitmek]
"Aslı faslı olmamak" deyimi ve açıklaması
- Uydurma olmak, yalan olmak, gerçek olmamak, doğru olmamak, asılsız olmak.
[
Aslı faslı olmamak]
"Ayağına bağ olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işini yapmasına, bulunduğu yerden ayrılmasına engel olmak.
- "Bu çocuk ayağıma bağ oldu, onu bırakıp da bir yere gidemiyorum."
[
Ayağına bağ olmak]
"Ayağı (ayakları) suya ermek (değmek) değimi ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Neden sonra aklı başına gelmek, bir şeyin aslını anlamak, beklenen biçimde olmadığını kavramak.
- "Toy olduğu için doğruyu göremiyor, onun da ayağı suya erecek bir gün."
[
Ayağı (ayakları) suya ermek (değmek) değimi ve anlamı]
"Başı bağlı olmak" deyimi ve açıklaması
- Evli ya da nişanlı olmak.
- Serbest, özgür olmayan, bir yere bağımlı olan.
- "Nihayet oğlanın da başını bağladık."
[
Başı bağlı olmak]
"Benim de adım Yakup ama o kadar uzun değil deyimi ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Benim durumum da onunkinden aşağı değil ama, onun gibi gösteriş meraklısı değilim.
[
Benim de adım Yakup ama o kadar uzun değil deyimi ve anlamı]
"Beyninden vurulmuşa dönmek" deyimi ve açıklaması
- Çok üzücü bir haberle aşırı sarsıntıya uğrayıp düşünme yeteneğini yitirir gibi olmak.
- Umulmadık, beklenmedik bir olay karşısında şaşkınlığa düşmek, düşünce yeteneğini yitirir gibi olmak.
- "Adamı karşısında görünce beyninden vurulmuşa döndü."
[
Beyninden vurulmuşa dönmek]
"Bir hâl olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi çok yapa yapa usanmak, yorulmak, fenalık gelmek, bezmek.
- Daha önce görülmeyen davranışlar içinde olmak, huyu değişmek.
- Kazaya uğramış olmak.
- "Gecikti, başına bir hâl mi geldi acaba?"
[
Bir hâl olmak]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Su gibi akmak" deyimi ve açıklaması
- Zamanın çok hızlı geçip gitmesi.
- Bol bol gelmek ya da gitmek (para, yiyecek vs.).
- "Para su gibi akıyor, o harcamayacak da ben mi harcayacağım?"
[
Su gibi akmak]