"Mezhebi geniş" deyiminin anlamı nedir?
- Namus konusunda gerekli olan titizliği göstermeyen, kadın-erkek ilişkilerinde dini kaidelere aldırış etmeyen, iffetsizliğe meydan veren, geniş davranan.
Mezhebi geniş deyimine benzer deyimler
"Ahrette on parmağı yakasında olmak" deyimi ve açıklaması
- Ödevini yapamadığından kendisine karşı sorumlu olan kimseden öbür dünyada hesap sormak.
- Haksızlığa uğrayışını bu dünyada önleyip hakkını alamayanın, öte dünyada (ahirette) kendisine sorumlu olan kimseden davacı olması.
- "Hakkımı vermedin ama ahirette on parmağım yakanda olacaktır."
[
Ahrette on parmağı yakasında olmak]
"Allah adamı" deyimi ve açıklaması
- Hile, kötü bilmeyen; hak yol üzerinde olan, Allah`a ibadette kus dini bütün kimse.
- "Allah adamı olmalısın dünya da, hem de ahrette iyilik görebilesin."
[
Allah adamı]
"Araya girmek" deyimi ve açıklaması
- İki kişinin arasındaki bir işe karışmak.
- Araları bozuk olan iki kişiyi uzlaştırmaya çalışmak.
- Yapılmakta olan bir işin yapılmasını geciktirmek.
- "Araya başka işler girince seninkini yapamadım, kusura bakma."
[
Araya girmek]
"Arayı yapmak" deyimi ve açıklaması
- Arası bozuk olan kimse ile barışmak.
- Arası açık olan iki kişiyi uzlaştırıp, barıştırmak.
- "Hasan aramızı yapmasaydı biz hâlâ diken üstünde oturuyor olacaktık."
[
Arayı yapmak]
"Aşağı tükürsem sakal (-m), yukarı tükürsem bıyık (-m), (Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal)" deyimi ve açıklaması
- Yakınım olan iki taraf, ya da benimle ilgili iki durum var. Birine ayrıcalık tanısam ötekini küçümsemiş oluyorum. Sakıncaları eşit olan iki karşıt davranıştan birine karar veremiyorum.
[
Aşağı tükürsem sakal (-m), yukarı tükürsem bıyık (-m), (Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal)]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Baş belâsı" deyimi ve açıklaması
- Sürekli rahatsız eden, yük olan, bir kimseye musallat olup sıkıntı veren ve uzaklaştırılamayan kişi ya da şey.
- "Şu baş belâsı adamı uzaklaştırırsanız sevindirirsiniz beni."
[
Baş belâsı]
"Bindiği dalı kesmek" deyimi ve açıklaması
- Kendisi için gerekli ve yararlı olan şeyi kendi eliyle yok etmek.
- "Geçimini sağladığın o tarlayı sakın satma, yoksa bindiğin dalı kesmiş olursun."
[
Bindiği dalı kesmek]
"Boynunun borcu" deyimi ve açıklaması
- Yapılması gerekli olan ödev.
- "Seni sevindirmek boynumun borcu oldu artık."
[
Boynunun borcu]
"Dini bütün" deyimi ve açıklaması
- Dinin emirlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan, inancı sağlam olan, dinine çok bağlı.
- "Her Müslüman dini bütün olmak zorundadır."
[
Dini bütün]
"Geniş gönüllü" deyimi ve açıklaması
- Heyecan ve telâş göstermeyen, merak etmeyen, olayları hoş karşılayan.
- "Geniş gönüllü olmak benim için o kadar kolay değil."
[
Geniş gönüllü]
"Özü sözü bir" deyimi ve açıklaması
- Düşünceleri, söyledikleri ve yaptıkları bir olan, ne düşünüyorsa onu söyleyen, içi dışı bir olan kimse.
- "Özü sözü bir olan insanlara rastlamak gittikçe zorlaşıyor."
[
Özü sözü bir]