"Merak etmek" deyiminin anlamı nedir?
- Kaygılanmak.
- Öğrenmek, anlamak isteği taşımak.
- "Merak etmeye başladım, bu saate kadar gelmeliydiler."
Merak etmek deyimine benzer deyimler
"Ağzının tadını bilmek" deyimi ve açıklaması
- Güzel lezzetli yiyecekler seçmek.
- Keyif verici şeyleri seçmede usta olmak.
- Güzel yemeklerden anlamak.
- Bir şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak.
- "Şunlardaki güzelliğe bak, ağzının tadını da biliyorsun hani."
[
Ağzının tadını bilmek]
"Ağzıyla kuş tutsa…" deyimi ve açıklaması
- "Ne kadar çaba gösterse, ne yapsa da" anlamında kullanılır.
- "Ağzıyla kuş da tutsa, artık bu eve adım atamaz."
[
Ağzıyla kuş tutsa…]
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Allah bilir" deyimi ve açıklaması
- Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez.
- "Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."
- Bana öyle geliyor ki.
- "Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
[
Allah bilir]
"Alnında (alnına) yazılmış olmak" deyimi ve açıklaması
- Yazgıyı, talihi bu türlü olmak; bu olayın başına gelmesini tanrının buyurmuş olduğuna inanmak.
[
Alnında (alnına) yazılmış olmak]
"Alnının damarı çatlamak" deyimi ve açıklaması
- Başarmak için çok sıkıntı çekmek, çok çaba sarf edip emek vermek.
- "O yolu açıncaya kadar benim alnımın damarı çatladı, sen ne halt etmeye bozuyorsun?"
[
Alnının damarı çatlamak]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Ateş almaya mı geldin?" deyimi ve açıklaması
- Neden bu kadar çabuk gitmek istiyorsun? Olur mu böyle?
[
Ateş almaya mı geldin?]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Başına belâyı satın almak" deyimi ve açıklaması
- Sıkıntı, üzüntü ve tedirginlik verici olduğunu sonradan anladığı bir işe kendi isteği ile girmiş bulunmak.
- "Nereden girdim bu inşaat işine, durup dururken başıma belâyı satın aldım."
[
Başına belâyı satın almak]
"Fiskos etmek" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin bulunduğu bir yerde birkaç kişi gizlice ve alçak sesle konuşmak.
- "Utanmıyor musunuz bu kadar kişi içinde fiskos etmeye?"
[
Fiskos etmek]
"Hem kel hem fodul" deyimi ve açıklaması
- "Bu kadar kusuruna, bu yeteneksizliğine rağmen bir de övünüyor, üstünlük taslıyor" anlamında kullanılır.
[
Hem kel hem fodul]