"Maval okumak" deyiminin anlamı nedir?
- Tutarlı, inandırıcı olmayan, yalan sözler söylemek.
- "Kes sesini, maval okumandan bıktım artık!"
Maval okumak deyimine benzer deyimler
"Abuk sabuk konuşmak" deyimi ve açıklaması
- Sağduyuya uymayan, düşünmeksiğzin, saçma sapan sözler söylemek.
[
Abuk sabuk konuşmak]
"Ağız kalabalığı etmek" deyimi ve açıklaması
- Konu dışı, gereksiz sözler söylemek.
[
Ağız kalabalığı etmek]
"Ağzına geleni söylemek" deyimi ve açıklaması
- Ağır ve kırıcı sözler söylemek.
[
Ağzına geleni söylemek]
"Ağzından kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Söylemek istemediği bir şeyi, boş bulunup söyleyivermek.
- "Dikkatli ol, lafı ağzından kaçırıp da gideceğimiz yeri söyleme."
- Söylemek istemediği şeyi farkında olmadan bildirivermek.
[
Ağzından kaçırmak]
"Buz üstüne yazı yazmak" deyimi ve açıklaması
- Birine etkisi olmayan sözler söylemek.
- Etkisi ve süresi çok kısa olan bir iş yapmak.
- "Evet çocuklar, beni buz üstüne yazı yazan bir adam konumuna getirmeyin!"
[
Buz üstüne yazı yazmak]
"Çan çan etmek" deyimi ve açıklaması
- Gerekli gereksiz sürekli konuşmak, yüksek sesle devamlı gevezelik etmek.
- "Başımda ne çan çan edip duruyorsun, kes artık şu sesini."
[
Çan çan etmek]
"Gazel okumak" deyimi ve açıklaması
- Gazel söylemek.
- Kandırmak ve oyalamak için boş sözler söylemek.
- "Boşuna gazel okuma, kandıramazsın beni!"
[
Gazel okumak]
"İşkembeden atmak" deyimi ve açıklaması
- Uydurarak söylemek, tutarı olmayan sözler sarf etmek.
- "Ona sakın inanmayın, işkembeden atıyor."
[
İşkembeden atmak]
"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
- "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
[
Lafını (sözünü) bilmek]
"Masal okumak" deyimi ve açıklaması
- İnandırıcı olmayan, oyalayıcı ve avutucu sözler söylemek.
- "Bana masal okuma, olayın gerçek yüzünü anlat."
[
Masal okumak]
"Palavra atmak" deyimi ve açıklaması
- Abartarak söylemek, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek. Paldır küldür
- Büyük bir gürültü ile.
- Ansızın ve kurallara uymaksızın.
- "Paldır küldür merdivenlerden inmeye başladılar."
[
Palavra atmak]
"Verip veriştirmek" deyimi ve açıklaması
- Ağır sözler söylemek, ağzına ne gelirse söylemek.
- "Yüzüne karşı verip veriştirdi ama o tek kelime bile söylemedi."
[
Verip veriştirmek]