"Laf atmak" deyiminin anlamı nedir?
- Dokunaklı sözlerle sataşmak, uzaktan işittirmek.
- Karşılıklı söyleşmek, konuşmak.
- Sözle sarkıntılık etmek.
- "Laf atarak beni tahrik etmeye çalışıyorlardı."
Laf atmak deyimine benzer deyimler
"Alnını karışlamak" deyimi ve açıklaması
- Bir işin çok güç olduğunu, yapılamayacak kadar zor olduğunu anlatır.
- Küçümseyerek meydan okumak, tehdit etmek.
- "Beni polise bildirenin alnını karışlarım."
[
Alnını karışlamak]
"Altını üstüne getirmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi bulmak için aramadık yer bırakmamak.
- "Evin altını üstüne getirdik ama tabancayı bulamadık."
- Söz ve davranışlarıyla çevreyi birbirine düşürmek, karmakarışık etmek.
- "Adam iki çift laf etti. Topluluğun altını üstüne getirdi."
[
Altını üstüne getirmek]
"Arkadan vurmak" deyimi ve açıklaması
- Kendisine inanan, güvenen bir kimseye gizlice kötülük etmek.
- "Onun beni arkamdan vuracağı hiç aklıma gelmezdi."
[
Arkadan vurmak]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Atıp tutmak" deyimi ve açıklaması
- Yüksek laflar etmek, büyük işler yapacağını söylemek.
- Ağır sözlerle öfkesini göstermek.
[
Atıp tutmak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bozum etmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak utandırmak, mahcup etmek.
- "Adamı bozum etmeye bayılır bu ihtiyar, ona karşı dikkatli ol."
[
Bozum etmek]
"Canına okumak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek.
- İyi bir şeyi kötü hâle getirmek, heder etmek, harcamak.
- "Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde."
[
Canına okumak]
"Çan çan etmek" deyimi ve açıklaması
- Gerekli gereksiz sürekli konuşmak, yüksek sesle devamlı gevezelik etmek.
- "Başımda ne çan çan edip duruyorsun, kes artık şu sesini."
[
Çan çan etmek]
"Çene yarıştırmak" deyimi ve açıklaması
- Karşılıklı gevezelik etmek, boş konuşmak.
- "Sizinle çene yarıştırılmaz doğrusu."
[
Çene yarıştırmak]
"Yüksek perdeden konuşmak" deyimi ve açıklaması
- Yüksek sesle konuşmak.
- Meydan okurcasına sert konuşmak.
- Yapılması güç şeyleri yapacakmış gibi abartılı konuşmak.
- "Bu adam yüksek perdeden konuşmaya bayılıyor."
[
Yüksek perdeden konuşmak]