"Ağzı var dili yok" deyiminin anlamı nedir?
- Çok az konuşur, sessiz, kimseye karşılık vermez.
- Oldukça sessiz, sakin, kendi hâlinde.
- Konuşmayıp susan, derdini anlatmayan.
- "Telâşlanma sakın, ağzı var dili yok o çocuğun, seni hiç üzmez."
Ağzı var dili yok deyimine benzer deyimler
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Astığı astık, kestiği kestik" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı işlerden dolayı kimseye hesap vermek zorunda değil; yaptıklarına hiç kimse itiraz edemez.
- Davranışlarından dolayı kimseye hesap vermeyen, istediği gibi davranan, çok sert kimseler için kullanılır.
[
Astığı astık, kestiği kestik]
"Az çok" deyimi ve açıklaması
- Bir parça, o kadar çok olmayan, oldukça.
- "Az buçuk."
- Ne az ne çok, oldukça.
[
Az çok]
"Beş aşağı beş yukarı" deyimi ve açıklaması
- Çok az fark olarak, kararlaştırılmak istenen sayıdan, ölçüden bir miktar az veya çok olarak.
- "Beş aşağı beş yukarı bir kg. çeker bu tavuk."
[
Beş aşağı beş yukarı]
"Bindiği dalı kesmek" deyimi ve açıklaması
- Kendisi için gerekli ve yararlı olan şeyi kendi eliyle yok etmek.
- "Geçimini sağladığın o tarlayı sakın satma, yoksa bindiğin dalı kesmiş olursun."
[
Bindiği dalı kesmek]
"Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak)" deyimi ve açıklaması
- Bir konuda yapacağı çok az şeyi olmak.
- Dayanacak pek az gücü kalmak.
- "Bir atımlık barutu kalmış, hâlâ ben yaparım o işi diyor."
[
Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak)]
"Bir damla" deyimi ve açıklaması
- Çok az, pek az (sıvı şeyler için söylenir).
- Çok küçük (çocuklar için söylenir).
- "Bir damla su kaldı, ne yapacağız su gelmezse."
[
Bir damla]
"Çıt çıkarmamak" deyimi ve açıklaması
- Çok sessiz olmak, hiç ses çıkarmamak, gürültü yapmamak.
- "Çocuklar korkudan çıt çıkarmıyorlardı."
[
Çıt çıkarmamak]
"İş yok" deyimi ve açıklaması
- O şeyde yarar yok, faydası olmaz.
- "O arabada hiç iş yok, almaya değmez."
[
İş yok]
"Kendi hâlinde" deyimi ve açıklaması
- Sessiz, hiçbir şeye karışmayan, karışmak istemeyen, sakin (kimse).
- "Yazık olmuş, kendi hâlinde biriydi, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazdı."
[
Kendi hâlinde]
"Kendi göbeğini kendi kesmek" deyimi ve açıklaması
- İstediği yardım gelmeyince kendi işini kendi yapmak durumunda kalmak.
- "O her zaman kendi göbeğini kendisi kesmiş, kimseden yardım beklememiştir."
[
Kendi göbeğini kendi kesmek]
"Kıl payı (kalmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok az, az bir fark (kalmak).
- "Araba o hızla virajı alamadı, uçuruma yuvarlanmasına kıl payı kalmıştı."
[
Kıl payı (kalmak)]