"Kulaklarını çınlatmak" deyiminin anlamı nedir?
- Birini iyi duygularla anmak.
Kulaklarını çınlatmak deyimine benzer deyimler
"Aceleye getirmek" deyimi ve açıklaması
- Zaman yetersizliğinden yararlanarak birini aldatmak.
[
Aceleye getirmek]
"Ad almak" deyimi ve açıklaması
- İyi olarak tanınmak, ün almak, ün kazanmak.
[
Ad almak]
"Adama dönmek değimi ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Kötü iken, iyi, beğenilir bir duruma gelmek.
[
Adama dönmek değimi ve anlamı]
"Adam evladı" deyimi ve açıklaması
- İyi bir ailenin iyi yetiştirilmiş, görgülü, iyi eğitilmiş çocuğu.
[
Adam evladı]
"Ağız tadı" deyimi ve açıklaması
- Bir topluluk içinde dirlik düzenlik, iyi geçinme.
- Bir topluluk içindeki dirlik düzenlik, iyi geçinme durumu.
[
Ağız tadı]
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Bağrına basmak" deyimi ve açıklaması
- Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak.
- Birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek.
- "Amcası, yeğenini bağrına basmakta geçikmedi.
- Göğsü üzerine yaslanıp sevmek.
- Birini sevgi ve şefkatle yanına alıp korumak, yetiştirmek.
[
Bağrına basmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bereket versin" deyimi ve açıklaması
- "Allah size bol kazanç versin" anlamında iyi dilek sözü.
- Çok şükür ki iyi ki (hoşnutluk anlatır).
- "Bereket versin ki ona bir şey olmamış."
[
Bereket versin]
"İyi gözle bakmamak" deyimi ve açıklaması
- Birisi hakkında iyi düşünmemek, kötü niyet beslemek.
- "Komşuları ona hiçbir zaman iyi gözle bakmadılar."
[
İyi gözle bakmamak]
"Yan tutmak" deyimi ve açıklaması
- Taraflardan birini desteklemek, onun söz ve davranışlarını benimsemek, yansız olmamak.
- "Yan tutmayıp tarafsız kalırsan senin için daha iyi olur."
[
Yan tutmak]
"Yerinde saymak" deyimi ve açıklaması
- Yürür gibi yaparak hep aynı yerde ayaklarının birini kaldırıp birini basmak.
- Hiç gelişme, ilerleme gösterememek.
- "Okullar neredeyse kapanacak ama bizim çocuk hâlâ yerinde sayıyor, okumayı bir türlü sökemedi."
[
Yerinde saymak]