"Ağzı sulanmak" deyiminin anlamı nedir?
- İmrenmek.
- Canı çekmek.
- "Karpuzları ağzını şapırdatarak yemeye başlayınca benim de ağzım sulandı."
Ağzı sulanmak deyimine benzer deyimler
"Ağzının suyu akmak" deyimi ve açıklaması
- Çok beğenip imrenmek.
- Çok beğenip isteyecek duruma gelmek, imrenmek.
- "Vitrindeki kızarmış tavuğu görünce ağzımın suyu aktı."
[
Ağzının suyu akmak]
"Alnının damarı çatlamak" deyimi ve açıklaması
- Başarmak için çok sıkıntı çekmek, çok çaba sarf edip emek vermek.
- "O yolu açıncaya kadar benim alnımın damarı çatladı, sen ne halt etmeye bozuyorsun?"
[
Alnının damarı çatlamak]
"Altını çizmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin (daha çok sözün) önemini belirtmek, üzerine dikkati çekmek, vurgulamak.
- "Altını çize çize söylüyorum. Eninde sonunda sen de geleceksin."
[
Altını çizmek]
"Anca beraber, kanca beraber" deyimi ve açıklaması
- Birbirimizden ayrılmayacağız, işler iyi de gitse, kötü de gitse hep birlikte yapacağız, beraberliği bozmayacağız.
- "Bu toprağı yalnız ben mi atacağım, hayır arkadaşlar; haydi anca beraber, kanca beraber."
[
Anca beraber, kanca beraber]
"Arada çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Öteki işler arasında bir işi de yapıvermek.
- Yapılmakta olan işler arasından işi de yapıvermek.
[
Arada çıkarmak]
"Bana (sana, ona) göre hava hoş" deyimi ve açıklaması
- Öyle de olsa, böylede olsa benim (senin, onun) için fark etmez. Yeğlenecek tutumu başkaları düşünsün.
[
Bana (sana, ona) göre hava hoş]
"Canı tatlı" deyimi ve açıklaması
- Acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanmayan.
- "Öyle de canı tatlı ki ne zaman bir şey taşınacak olsa bir bahane bulup ortadan kayboluyor."
[
Canı tatlı]
"Canı tez" deyimi ve açıklaması
- Sabırsız, beklemeye tahammülü olmayan, ivecen.
- "Bekle de gör, ne canı tez adamsın sen öyle!"
[
Canı tez]
"Çuhasını giymedikse kenarını kuşandık" deyimi ve açıklaması
- O güzel şeyin yabancısı değilim. Benzerlerini ben de kullandım.
- Bu konuda benim de kendi çapımda bilgim, tecrübem vardır.
[
Çuhasını giymedikse kenarını kuşandık]
"Denizden çıkmış balığa dönmek" deyimi ve açıklaması
- Yeni bir işe, ortama, duruma alışmakta zorluk çekmek.
- "Eski işinden ayrılıp, yeni işine başlayınca denizden çıkmış balığa dönmüştü."
[
Denizden çıkmış balığa dönmek]
"Eyere de gelir semere de" deyimi ve açıklaması
- Her işe uyar, her işe yarar, ince işler için de kaba işler için de kullanılabilir.
[
Eyere de gelir semere de]
"Yakasına yapışmak" deyimi ve açıklaması
- Hesap sormak ya da bir şey istemek için tutup bırakmamak.
- "Beni de götüreceksin diye yakama yapıştı, ben de getirmek zorunda kaldım."
[
Yakasına yapışmak]