"Karnı tok sırtı pek" deyiminin anlamı nedir?
- Geçimi iyi, hâli vakti yerinde, para sıkıntısı olmayan, birinin yardımına ihtiyaç duymayan (kimse).
- "Herkesin karnı tok sırtı pek olacaktır, bize güvenin!"
Karnı tok sırtı pek deyimine benzer deyimler
"Adam evladı" deyimi ve açıklaması
- İyi bir ailenin iyi yetiştirilmiş, görgülü, iyi eğitilmiş çocuğu.
[
Adam evladı]
"Ağız tadı" deyimi ve açıklaması
- Bir topluluk içinde dirlik düzenlik, iyi geçinme.
- Bir topluluk içindeki dirlik düzenlik, iyi geçinme durumu.
[
Ağız tadı]
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Altın bilezik" deyimi ve açıklaması
- Para getiren, hayat boyunca geçimi sağlamaya yarayan sanat ve meslek.
- "Şimdiden bir altın bilezik sahibi ol ki yarın rahat edesin."
[
Altın bilezik]
"Anasının nikâhını istemek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeye değerinden çok para istemek, olmayacak bir istekte bulunmak.
- "Senin istekli olduğunu duydu adam, şimdi gidersen anasının nikâhını isteyecek o eve."
- Satacağı nesne için değerinin çok üstünde para istemek.
[
Anasının nikâhını istemek]
"Ana kuzusu" deyimi ve açıklaması
- Pek küçük kucak çocuğu.
- Sıkıntıya, güç işlere alışkın olmayan, nazlı çocuk veya genç.
- "Şu torbayı kaldırışına bak hele, tam bir ana kuzusu."
[
Ana kuzusu]
"Arkası (sırtı) pek" deyimi ve açıklaması
- Soğuktan muhafaza edecek biçimde giyinmiş, iyi giyinmiş olan.
- Güçlü bir kimseye ya da yere güvenen.
- "Ona göre hava hoş, çünkü karnı tok, sırtı pek nasıl olsa!"
[
Arkası (sırtı) pek]
"Eli darda" deyimi ve açıklaması
- Geçimi için para sıkıntısı çeken.
- "Eli darda insanlara yardım etmek insanlık borcudur."
[
Eli darda]
"Hâli vakti yerinde" deyimi ve açıklaması
- Zengin, oldukça varlıklı, para durumu iyi.
- "Hasan efendiler mi? Hâli vakti yerinde insanlardır onlar."
[
Hâli vakti yerinde]
"İşi düşmek" deyimi ve açıklaması
- Birinin yardımına ihtiyaç duymak.
- "Eh, onun da bize işi düşecek bir gün."
[
İşi düşmek]
"Para kesmek" deyimi ve açıklaması
- Çok para kazanmak.
- Devletin çok para basması.
- "Bizim büfe âdeta para kesiyor."
[
Para kesmek]
"Para yemek" deyimi ve açıklaması
- Çok para harcamak.
- Rüşvet yemek, görevini kötüye kullanıp bir iş yapmak için birinden para almak.
- "İnsanlar artık açıktan para yiyorlar."
[
Para yemek]