"Karga tulumba etmek" deyiminin anlamı nedir?
- Birkaç kişi, birini kollarından bacaklarından tutup havaya kaldırmak.
- "Hep birlikte babalarını karga tulumba edip havuzun başına getirdiler."
Karga tulumba etmek deyimine benzer deyimler
"Açık oturum" deyimi ve açıklaması
- Bir konunun herkesçe izlenebilecek biçimde birkaç kişi arasında tartışıldığı toplantı.
[
Açık oturum]
"Ahret adamı" deyimi ve açıklaması
- Dünya işlerinden el çekip hep ibadetle vakit geçiren kişi.
[
Ahret adamı]
"Allem etmek, kallem etmek" deyimi ve açıklaması
- İstediğini elde etmek için her türlü kurnazlığa başvurmak.
- "Namussuzlar allem edip kallem edip yaşlı adamın evini elinden aldılar."
[
Allem etmek, kallem etmek]
"Altı okka etmek (Birini)" deyimi ve açıklaması
- Birkaç kimse, bir kişiyi kollarından, bacaklarından tutup yukarı kaldırmak.
[
Altı okka etmek (Birini)]
"Anca beraber, kanca beraber" deyimi ve açıklaması
- Birbirimizden ayrılmayacağız, işler iyi de gitse, kötü de gitse hep birlikte yapacağız, beraberliği bozmayacağız.
- "Bu toprağı yalnız ben mi atacağım, hayır arkadaşlar; haydi anca beraber, kanca beraber."
[
Anca beraber, kanca beraber]
"Bağrına basmak" deyimi ve açıklaması
- Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak.
- Birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek.
- "Amcası, yeğenini bağrına basmakta geçikmedi.
- Göğsü üzerine yaslanıp sevmek.
- Birini sevgi ve şefkatle yanına alıp korumak, yetiştirmek.
[
Bağrına basmak]
"Baş başa (kafa kafaya) vermek" deyimi ve açıklaması
- Birbirinin düşüncesinden yararlanmak üzere birkaç kişi toplanıp bir konuyu görüşmek, bir konuda dertleşmek.
- "Bu sorunu ancak baş başa vermekle çözebiliriz."
[
Baş başa (kafa kafaya) vermek]
"Başına çökmek" deyimi ve açıklaması
- İştahla sofraya oturmak.
- Bir işi çabuk bitirmek üzere oturup ele almak.
- Birini altına alıp dövmek.
- "Birkaç kişi utanmadan zavallı adamın başına çöktüler."
[
Başına çökmek]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bin dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için dil dökmek, birçok sebep ileri sürmek, aldatıcı sözler sarf etmek.
- "O evi almamam için bin dereden su getirdiler."
[
Bin dereden su getirmek]
"Fiskos etmek" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin bulunduğu bir yerde birkaç kişi gizlice ve alçak sesle konuşmak.
- "Utanmıyor musunuz bu kadar kişi içinde fiskos etmeye?"
[
Fiskos etmek]
"Yerinde saymak" deyimi ve açıklaması
- Yürür gibi yaparak hep aynı yerde ayaklarının birini kaldırıp birini basmak.
- Hiç gelişme, ilerleme gösterememek.
- "Okullar neredeyse kapanacak ama bizim çocuk hâlâ yerinde sayıyor, okumayı bir türlü sökemedi."
[
Yerinde saymak]