"Kara gün dostu" deyiminin anlamı nedir?
- Yalnız iyi günlerde değil sıkıntılı, üzücü, düşkünlük günlerinde de insanın yardımına koşan, dostunu yalnız bırakmayan kimse.
Kara gün dostu deyimine benzer deyimler
"Adam evladı" deyimi ve açıklaması
- İyi bir ailenin iyi yetiştirilmiş, görgülü, iyi eğitilmiş çocuğu.
[
Adam evladı]
"Adam (insan) sarrafı" deyimi ve açıklaması
- İnsanların iyisini, kötüsünü iyi seçen kimse.
[
Adam (insan) sarrafı]
"Ağız tadı" deyimi ve açıklaması
- Bir topluluk içinde dirlik düzenlik, iyi geçinme.
- Bir topluluk içindeki dirlik düzenlik, iyi geçinme durumu.
[
Ağız tadı]
"Akıl hocası" deyimi ve açıklaması
- Birine yol gösteren, akıl öğreten kimse.
- Herkese akıl öğretmeye meraklı kimse.
- "Lütfen akıl hocalığı yapmaya kalkma, biz işimizi senden iyi biliriz."
[
Akıl hocası]
"Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha" deyimi ve açıklaması
- Kullanabileceğimiz kişi, ya da şey, yalnız o değil ya!
[
Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha]
"Anca beraber, kanca beraber" deyimi ve açıklaması
- Birbirimizden ayrılmayacağız, işler iyi de gitse, kötü de gitse hep birlikte yapacağız, beraberliği bozmayacağız.
- "Bu toprağı yalnız ben mi atacağım, hayır arkadaşlar; haydi anca beraber, kanca beraber."
[
Anca beraber, kanca beraber]
"Balaban aş pişirmiş, çocuklarını başına üşürmüş" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı iyi şeyden yalnız kendisi ve yakınları yararlanıyor.
[
Balaban aş pişirmiş, çocuklarını başına üşürmüş]
"Baş başa kalmak" deyimi ve açıklaması
- Biriyle yalnız kalmak, iki kişi bir arada yalnız kalmak.
- "Misafirler gittikten sonra baş başa kaldılar."
[
Baş başa kalmak]
"Düşman kesilmek" deyimi ve açıklaması
- Düşman olmak, düşman gibi görünüp tavır almak.
- "Yalnız benim değil, bütün ailenin düşmanı kesilmişti."
[
Düşman kesilmek]
"İyi gün dostu" deyimi ve açıklaması
- Dostlarının sıkıntılı günlerinde onlardan kaçan kimse.
- "Bize iyi gün dostu gerekli değil."
[
İyi gün dostu]
"Suyu bulandırmak" deyimi ve açıklaması
- İyi, olumlu, yolunda giden bir işi art niyetle karıştırmak.
- "Sen de suyu bulandırmasan olmaz değil mi?"
[
Suyu bulandırmak]
"Yanıp yakılmak" deyimi ve açıklaması
- Sızlanıp şikâyet etmek, derdini döküp durmak.
- "Çoluk çocuk açtı, kimse yardım elini de uzatmıyordu, birine de yanıp yakılmayı bir türlü kendine yediremiyordu."
[
Yanıp yakılmak]