"Kapısını aşındırmak" deyiminin anlamı nedir?
	- İstediğini elde edinceye kadar birinin yanına çok sık gidip gelmek.
 
	
	
	
	Kapısını aşındırmak deyimine benzer deyimler
	
	"Ağzının suyu akmak" deyimi ve açıklaması
	- Çok beğenip imrenmek.
 - Çok beğenip isteyecek duruma gelmek, imrenmek.
 - "Vitrindeki kızarmış tavuğu görünce ağzımın suyu aktı."
 
	[
Ağzının suyu akmak]
	
	"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
	- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
 - "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
 
	[
Akla karayı seçmek]
	
	"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
	- Bayılmak.
 - Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
 - Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
 - Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
 - "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
 
	[
Aklı başından gitmek]
	
	"Alnının damarı çatlamak" deyimi ve açıklaması
	- Başarmak için çok sıkıntı çekmek, çok çaba sarf edip emek vermek.
 - "O yolu açıncaya kadar benim alnımın damarı çatladı, sen ne halt etmeye bozuyorsun?"
 
	[
Alnının damarı çatlamak]
	
	
	"Altın babası" deyimi ve açıklaması
	- Çok zengin, parası çok olan kimse.
 - "Adam altın babası, her istediğini kolayca yaptırıyor."
 
	[
Altın babası]
	
	"Ayağı alışmak" deyimi ve açıklaması
	- Gidip gelme alışkanlığı edinmek, sürekli olarak gidip gelmek.
 
	[
Ayağı alışmak]
	
	"Ayağı ile gelmek" deyimi ve açıklaması
	- Kendi isteği ile gelmek.
 - Çok fazla emek sarf edilmeden elde edilmek.
 - "Adam ayağı ile geldi dayak yemeye."
 
	[
Ayağı ile gelmek]
	
	"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
	- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
 - Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
 
	[
Burnu düşmek]
	
	"Canı çıkmak" deyimi ve açıklaması
	- Ölmek.
 - Çok yorulmak.
 - Çok yıpranmak.
 - "Onu razı edinceye kadar canım çıktı."
 
	[
Canı çıkmak]
	
	
	"Taban tepmek (patlatmak)" deyimi ve açıklaması
	- Yayan olarak çok uzun yol yürümek, çok sık gidip gelmek.
 - "Kasaba ile köy arasında o iş için az taban tepmedim."
 
	[
Taban tepmek (patlatmak)]
	
	"Üstüne (üzerine) düşmek" deyimi ve açıklaması
	- Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak.
 - (Çocuğu) sevme ya da korumada çok ileri gitmek.
 - "Şu çocuğun üstüne bu kadar düşmeyelim, şımardıkça şımarıyor, neredeyse başımıza çıkacak."
 
	[
Üstüne (üzerine) düşmek]
	
	"Zindan kesilmek" deyimi ve açıklaması
	- Çok karanlık duruma gelmek.
 - Yaşanılan yer çok sıkıntı verici, yaşanılamayacak derecede kötü hâle gelmek.
 
	[
Zindan kesilmek]