"Kan tutmak" deyiminin anlamı nedir?
- Kan görünce bayılmak.
- (Adam öldüren kimse korku ve heyecandan) şok geçirmek, kaçamamak, olduğu yere yığılıp kalmak.
Kan tutmak deyimine benzer deyimler
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Ayılıp bayılmak" deyimi ve açıklaması
- Sinir krizi geçirmek, bunalıma düşmek.
- Birini kendinden geçercesine sevmek, beğenmek.
- "Her kan görüşünde ayılıp bayılıyor."
- Aşırı derecede üzüntü ve sinir bunalımları geçirmek.
- Bir şeyi kendinden geçercesine beğenmek, sevmek.
[
Ayılıp bayılmak]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Buz kesilmek" deyimi ve açıklaması
- Çok üşümek, donmak.
- Buz gibi soğumak, buz durumuna gelmek.
- Endişe, korku ve üzüntü veren bir durum karşısında donakalmak.
- "Öldürdüğünü sandığı adamı karşısında görünce buz kesildi."
[
Buz kesilmek]
"Cadı kazanı" deyimi ve açıklaması
- Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer.
- "Mahalle bir anda cadı kazanı gibi kaynamaya başladı."
[
Cadı kazanı]
"Canlı yayın" deyimi ve açıklaması
- Kişilerin ses ve davranışlarını o anda ve doğrudan doğruya veren radyo ve televizyon yayını.
- "Parti temsilcileri bu akşam televizyonda canlı yayında tartışacaklar."
[
Canlı yayın]
"Eli ayağı buz kesilmek" deyimi ve açıklaması
- Korku, heyecan ve üzüntüden ne yapacağını bilemez duruma gelmek, donup kalmak.
- Çok üşümek.
- "Haydi elimiz ayağımız buz kesmeden girelim içeri."
[
Eli ayağı buz kesilmek]
"Eteği ayağına dolaşmak" deyimi ve açıklaması
- Telâş, korku ve heyecandan yürüyüşünü ve yapacağı işi şaşırmak.
[
Eteği ayağına dolaşmak]
"Eyüp sabrı" deyimi ve açıklaması
- Peygamberlerden Hz. Eyyub` un başına gelen hastalığa sabredip, bundan dolayı şikâyet etmemesi; güçlük ve üzüntülere, hastalığa karşı sabretmesinden hareketle, en ağır ve sürekli üzüntülerden bile yakınmayanın büyük ve uzun sabrını anlatmak için kullanılır.
[
Eyüp sabrı]
"Hem suçlu hem güçlü" deyimi ve açıklaması
- Gerçekte kendisi suçlu olduğu hâlde suç işlememiş gibi davranan ve karşısındakini suçlamaya çalışan kimse.
[
Hem suçlu hem güçlü]
"Kan gövdeyi götürmek" deyimi ve açıklaması
- Çok kan akıtılmış olmak, çok insan öldürülmek.
- "Düşmanla göğüs göğüse gelmiştik, biliyordum ki birazdan kan gövdeyi götürecek ve pek çoğumuz ölecekti."
[
Kan gövdeyi götürmek]
"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
- "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
[
Lafını (sözünü) bilmek]