"İş ayağa düşmek" deyiminin anlamı nedir?
- İş sorumsuz, yetkisiz ve beceriksizlerin elinde kalmak.
- "Bunlar da işi iyice ayağa düşürdüler."
İş ayağa düşmek deyimine benzer deyimler
"Adam kıtlığında" deyimi ve açıklaması
- Herhangi bir iş için gereken yetenekli, işe yarar kimselerin bulunmadığı ya da az bulunduğu yerde ve zamanda.
[
Adam kıtlığında]
"Ağırdan almak" deyimi ve açıklaması
- Gizli bir amaçla bir işten yavaş davranmak, işi savsaklamak, yapmaya gönülsüz davranmak, işi yapmak için isteksizce davranma ve gereken sürede bitirmemek.
[
Ağırdan almak]
"Ağır iş" deyimi ve açıklaması
- Yapılması zor iş, güç iş , zahmetli iş.
[
Ağır iş]
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Akıl kârı olmamak" deyimi ve açıklaması
- Akıllı, dengeli ve ölçülü bir kişinin yapacağı iş olmamak.
- "Akıl kârımı şimdi senin yaptığın bu iş?"
[
Akıl kârı olmamak]
"At var, meydan yok" deyimi ve açıklaması
- İş yapacak güç ve araç var, ama bunları kullanma alanı ve konusu yok.
[
At var, meydan yok]
"Ayağa düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin değerini kaybetmesi.
- Yalvarır duruma gelmek.
- İşe ilgisiz ve yetkisiz kimseler karışır olmak.
- "Sevinmeyin boşuna, bu işi ayağa düşürmeyeceğim hiçbir zaman."
[
Ayağa düşmek]
"Ayrısı gayrısı olmamak (ayrı gayrı bilmemek)" deyimi ve açıklaması
- Birbirinin yakın dostu, ya da hısmı olup birbirinden hiçbir şey esirgememek ve biri ötekinin yerine iş görecek durumda olmak.
[
Ayrısı gayrısı olmamak (ayrı gayrı bilmemek)]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"İşi azıtmak" deyimi ve açıklaması
- Yanlış ve aşırı yollara sapmak.
- "Bu çocuk da işi iyice azıttı."
[
İşi azıtmak]
"İşi tıkırında olmak" deyimi ve açıklaması
- İşi çok uygun ve iyi olmak.
- "O konuşmayacak da ben mi konuşacağım, işi tıkırında adamın."
[
İşi tıkırında olmak]