"İskele vermek" deyiminin anlamı nedir?
	- Vapura binmek, vapurdan inmek için iskeleyi uzatmak.
İskele vermek deyimine benzer deyimler
	
	"Adet yerini bulsun diye" deyimi ve açıklaması
	- Gerekli olduğuna inanıldığı için değil, herkes öyle yaptığı için, ya da yapıldı densin diye.
	[
Adet yerini bulsun diye]
	
	"Alacağına şahin, vereceğine karga" deyimi ve açıklaması
	- Alırken bütün gücünü kullanan ve kolaylık gösteren, kimsede parasını bırakmayan; verirken ise bin bir güçlük çıkaran, vereceğini geciktirmek için elinden geleni yapan kimse için kullanılır.
- "Ne adamsın be! Alacağına şahin, vereceğine karga! Yazıklar olsun!"
	[
Alacağına şahin, vereceğine karga]
	
	"Allah versin" deyimi ve açıklaması
	- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
	[
Allah versin]
	
	"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
	- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
	[
Babanın canı için]
	
	
	"Başa güreşmek" deyimi ve açıklaması
	- Yağlı güreşte başpehlivanlık için güreşmek.
- En üstün sonucu almak için mücadele etmek, yarışmada birinciliği almak için uğraşmak.
- "Takımımız öteden beri başa güreşir."
	[
Başa güreşmek]
	
	"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
	- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
	[
Başını ağrıtmak]
	
	"Başını taştan taşa vurmak" deyimi ve açıklaması
	- Fırsatı kaçırdığı için çok pişman olmak, çaresiz kalarak kahırlanmak.
- "Zamanında eve gidip hasta çocuğu doktora götürmediği için başını taştan taşa vuruyordu."
	[
Başını taştan taşa vurmak]
	
	"Bin dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
	- Birini kandırmak için dil dökmek, birçok sebep ileri sürmek, aldatıcı sözler sarf etmek.
- "O evi almamam için bin dereden su getirdiler."
	[
Bin dereden su getirmek]
	
	"Bir damla" deyimi ve açıklaması
	- Çok az, pek az (sıvı şeyler için söylenir).
- Çok küçük (çocuklar için söylenir).
- "Bir damla su kaldı, ne yapacağız su gelmezse."
	[
Bir damla]
	
	
	"Boğaz kavgası" deyimi ve açıklaması
	- Yaşamak için, geçinebilmek için yapılan didinme, uğraş.
- "Hemen bütün insanlar boğaz kavgasının içinde kaybolmuş durumdalar."
- Geçim içim uğraşıp didinme.
	[
Boğaz kavgası]
	
	"Çekişe çekişe pazarlık (etmek)" deyimi ve açıklaması
	- Bir malı ucuza almak, ya da pahalıya satmak için titizce uzun süre yapılan pazarlık.
- "Babam çok istediği atı alabilmek için, atın sahibiyle çekişe çekişe pazarlık etmeye başladı."
	[
Çekişe çekişe pazarlık (etmek)]
	
	"Kırk dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
	- Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek, ikna edebilmek için çok uğraşmak.
- "Ne inatçı adammış, bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana."
	[
Kırk dereden su getirmek]