"İnme inmek" deyiminin anlamı nedir?
- Felç olmak, bedenin bir yeri hareketsiz ve duygusuz duruma gelmek.
- "Adamın sağ yanına inme inmiş diyorlar."
İnme inmek deyimine benzer deyimler
"Adam olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir kişi yetişip topluma yararlı duruma gelmek.
- İşe yaramayan bir şey onarılıp işe yarar duruma gelmek.
[
Adam olmak]
"Adam oluncaya kadar dokuz fırın ekmek ister" deyimi ve açıklaması
- Yetişip topluma yararlı duruma gelmek.
- İşe yaramayan bir şey onarılıp işe yarar duruma gelmek.
- Yetişip topluma yararlı bir kişi olması için uzun zaman gerek.
[
Adam oluncaya kadar dokuz fırın ekmek ister]
"Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Daha önce toplumda önemli bir yeri yokken artık kendisine değer ve önem verilir bir kişi olmak.
[
Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı]
"Ayağa düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin değerini kaybetmesi.
- Yalvarır duruma gelmek.
- İşe ilgisiz ve yetkisiz kimseler karışır olmak.
- "Sevinmeyin boşuna, bu işi ayağa düşürmeyeceğim hiçbir zaman."
[
Ayağa düşmek]
"Ayağını kesmek (Bir yerden)" deyimi ve açıklaması
- Bir yere gitmez, uğramaz olmak.
- Birini bir yere artık uğramaz duruma getirmek.
- "Öyle korkutun ki o adamın ayağı kesilsin bu meyhaneden?"
[
Ayağını kesmek (Bir yerden)]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Başının derdine düşmek" deyimi ve açıklaması
- Başka bir şeyle ilgilenemeyecek kadar sıkıntılı, üzücü ve tehlikeli bir duruma çare bulmaya çalışmak.
- "Adamın bize aldıracağı yok, baksana başının derdine düşmüş."
[
Başının derdine düşmek]
"Beli bükülmek" deyimi ve açıklaması
- Yaşlılık yüzünden güçsüz kalmak, bir iş yapamaz duruma gelmek.
- Üzüntü ve kederden ruhsal bir çöküntüye düşmek.
- "İflas eden şu genç adamın bir yılda beli büküldü."
[
Beli bükülmek]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Beyni bulanmak" deyimi ve açıklaması
- Sersemlemek, rahat düşünemez olmak.
- Bir işin oluş biçiminden kötü bir şey sezinleyerak kuşkulanıp huzuru kaçmak.
- Sersemlemek, sağlıklı düşünemez olmak.
- Kötü bir şey olacağını sezinleyip huzuru kaçmak.
- "Adamların suratlarını hiç beğenmedim, beynim bulandı, haydi gidelim buradan."
[
Beyni bulanmak]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]