"İkili oynamak" deyiminin anlamı nedir?
- Birbirine karşı olanlardan hem birini, hem ötekini çıkarı için destelemek.
- "Sendika başkanı ikili oynuyormuş."
İkili oynamak deyimine benzer deyimler
"Acem kılıcı gibi iki tarafı (taraflı) kesmek" deyimi ve açıklaması
- Hem birinden yana hem de ona karşı olabilmek; aralarında sorun bulunan iki yanı da idare etmek; iki yanlı davranmak.
[
Acem kılıcı gibi iki tarafı (taraflı) kesmek]
"Adet yerini bulsun diye" deyimi ve açıklaması
- Gerekli olduğuna inanıldığı için değil, herkes öyle yaptığı için, ya da yapıldı densin diye.
[
Adet yerini bulsun diye]
"Ağır top" deyimi ve açıklaması
- Birbirine karşı olan iki topluluğun her birindeki en güçlü kişi.
[
Ağır top]
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Başa güreşmek" deyimi ve açıklaması
- Yağlı güreşte başpehlivanlık için güreşmek.
- En üstün sonucu almak için mücadele etmek, yarışmada birinciliği almak için uğraşmak.
- "Takımımız öteden beri başa güreşir."
[
Başa güreşmek]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bin dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için dil dökmek, birçok sebep ileri sürmek, aldatıcı sözler sarf etmek.
- "O evi almamam için bin dereden su getirdiler."
[
Bin dereden su getirmek]
"Hem nalına hem mıhına (vurmak)" deyimi ve açıklaması
- Birbirine zıt olan iki yanı da desteklemek.
- "Ben hem nalına hem de mıhına vuran adamlardan korkarım."
[
Hem nalına hem mıhına (vurmak)]
"Kırk dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek, ikna edebilmek için çok uğraşmak.
- "Ne inatçı adammış, bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana."
[
Kırk dereden su getirmek]
"Tavşana kaç tazıya tut" deyimi ve açıklaması
- Birbirine karşı olan tarafları çatışma için kışkırtma, davranışlarında yüreklendirme.
[
Tavşana kaç tazıya tut]
"Ye kürküm ye" deyimi ve açıklaması
- Saygının kişiliğe karşı değil, zenginliğe, varlığa, giyim ve kuşama karşı gösterildiğini anlatmak için kullanılır.
[
Ye kürküm ye]
"Yüreğine (içine) dert olmak" deyimi ve açıklaması
- Birine karşı ya da birinin kendine karşı yaptığı bir davranış sonradan kendisi için acı, üzüntü kaynağı olmak.
- "Ona yemek vermedim ama yüreğime dert oldu."
[
Yüreğine (içine) dert olmak]