"İdare etmek" deyiminin anlamı nedir?
- Yönetmek, çekip çevirmek.
- Tutumlu olmak, kullanmak.
- Elvermek, yetmek, yetişmek, korumak, kurtarmak.
- Hoş görmek, göz yummak.
- Örtbas etmek.
- "Bu ayakkabıyı bu fiyata veremem, çünkü idare etmez."
İdare etmek deyimine benzer deyimler
"Allah bilir" deyimi ve açıklaması
- Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez.
- "Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."
- Bana öyle geliyor ki.
- "Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
[
Allah bilir]
"Alnında (alnına) yazılmış olmak" deyimi ve açıklaması
- Yazgıyı, talihi bu türlü olmak; bu olayın başına gelmesini tanrının buyurmuş olduğuna inanmak.
[
Alnında (alnına) yazılmış olmak]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Bayram değil, seyran değil. (Düğün değil bayram değil) eniştem beni neye öptü?" deyimi ve açıklaması
- Gösterilen bu yakınlığın, bu iltifatın (görünürde yok ama) gizli bir nedeni olacak.
[
Bayram değil, seyran değil. (Düğün değil bayram değil) eniştem beni neye öptü?]
"Canı yok mu? (Falancanın)" deyimi ve açıklaması
- Falanca, bu sıkıntıya nasıl dayanıyorsa sen de dayanmalısın.
- Falancaya bu denli zor bir iş yaptırmak acımasızlıktır.
[
Canı yok mu? (Falancanın)]
"Çekip çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Yönetmek, düzene sokmak, hâle yola koymak, çalışmasını sağlamak.
- "Tek başıma bu işi çekip çeviremem ki!"
[
Çekip çevirmek]
"Çiğ süt emmiş olmak" deyimi ve açıklaması
- Soysuz ve namussuz olmak.
- "Bu yürek yakıcı işi yapmak için çiğ süt emmiş olmak gerek."
[
Çiğ süt emmiş olmak]
"Eli sıkı" deyimi ve açıklaması
- Kolay para harcamayan, cimri, çok tutumlu.
- "Bu kadar eli sıkı bir adam olmak zorunda değilsin."
[
Eli sıkı]
"Gel zaman git zaman" deyimi ve açıklaması
- Aradan epeyce bir zaman geçtikten sonra.
- "Gel zaman git zaman bu ikisi beraberce yaptılar bu evi."
[
Gel zaman git zaman]
"Pabucunu ters giydirmek" deyimi ve açıklaması
- Güç bir duruma düşürerek telâşlandırmak, bu telâşla kaçmasına sebep olmak.
- "El oğlu bu, adama pabucunu ters giydirir, tetikte olmalı insan."
[
Pabucunu ters giydirmek]