"Huyuna suyuna gitmek" deyiminin anlamı nedir?
- İsteklerine, alışkanlıklarına, yapısına göre onu kızdırıp ürkütmeyecek davranışlarda bulunmak.
Huyuna suyuna gitmek deyimine benzer deyimler
"Aklından zoru olmak" deyimi ve açıklaması
- Tutarsız, dengesiz, ölçüsüz, delice davranışlarda bulunmak.
- "Bırak o bıçağı, aklından zorun mu var senin?"
[
Aklından zoru olmak]
"Ayağını sürümek" deyimi ve açıklaması
- Verilen bir görevi ağırdan yapmak.
- Bir yerden ayrılmak üzere bulunmak.
- Ölmek üzere olmak.
- Halk inanışına göre birinin gelmesi, ardından başkalarının da gelmesine yol açmak.
- "Ayağını mı sürüdün ne, senden sonra gelen misafirlerin sayısını Allah bilir ancak!"
[
Ayağını sürümek]
"Bir yastığa baş koymak" deyimi ve açıklaması
- Evli bulunmak, acı ve tatlı günlerde birbirini desteklemiş olmak.
- "Biz kırk yıl bir yastığa baş koyduk, nasıl unuturum onu?"
[
Bir yastığa baş koymak]
"Boy ölçüşmek" deyimi ve açıklaması
- Durumu iyi olan birisinden kendisinin daha geri olmadığını gösterecek davranışlarda bulunmak.
[
Boy ölçüşmek]
"Bozuk çalmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şey yüzünden canı sıkılmış, yüzü asılmış olmak, sinirli davranışlarda bulunmak.
- "Biraz hasta oldu diye sağa sola bozuk çalıp duruyor."
[
Bozuk çalmak]
"Çiğlik etmek" deyimi ve açıklaması
- İnsana yakışmayan; olgunluğa, yaşa uygun düşmeyen yersiz ve kaba davranışlarda bulunmak.
- "Bir çiğlik edip de toplantıyı berbat edecek diye ödüm kopuyor."
- Kendisinden iyi bir şey yapması beklenirken ters, yersiz, yakışıksız bir davranışta bulunmak.
[
Çiğlik etmek]
"Çirkefe taş atmak" deyimi ve açıklaması
- Edepsiz, geçimsiz, kaba saba kimsenin tepkisine yol açacak davranışlarda bulunmak.
- "Şu çirkefe taş atıp da başını belâya sokmadan gir içeri!"
[
Çirkefe taş atmak]
"Dirsek çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Daha önce birlikte iş yaptığı, anlaştığı kimseden, artık ihtiyaç duymadığı için yüz çevirmek; bir kimseyi kendinden uzaklaştıracak davranışlarda bulunmak.
- "Onun da dirsek çevireceğini hiç beklemezdim."
[
Dirsek çevirmek]
"Dişine göre" deyimi ve açıklaması
- Yapabileceği, gücünün yeteceği, becerebileceği, uygun bir durumda.
- "Tam da dişime göre, onu yenebilirim."
[
Dişine göre]
"Ekmeğine yağ sürmek" deyimi ve açıklaması
- Birinin yararına göre eylemde bulunmak, istemese de birinin işine yarayacak biçimde hareket etmek.
- "O işi bana vermemekle yabancıların ekmeğine yağ sürdün sen."
[
Ekmeğine yağ sürmek]
"Gönlüne göre" deyimi ve açıklaması
- İsteğine uygun olarak, dilediğine göre.
- "Allah gönlüne göre verir inşallah."
[
Gönlüne göre]
"Göz göre göre" deyimi ve açıklaması
- Apaçık şekilde, herkesin gözü önünde.
- "Göz göre göre yaktılar zavallının evini."
[
Göz göre göre]