"Hor görmek (veya bakmak)" deyiminin anlamı nedir?
- Önem vermemek, değersiz saymak, adam yerine koymamak, küçümsemek.
- "Beni, yoksul diye hep hor gördüler."
Hor görmek (veya bakmak) deyimine benzer deyimler
"Aldırış etmemek" deyimi ve açıklaması
- İlgilendirmek istendiği şeye önem vermemek, ilgisiz kalmak.
[
Aldırış etmemek]
"At yerine eşek bağlamak" deyimi ve açıklaması
- Ayrılan değerli bir kişinin yerine değersiz birini getirmek.
[
At yerine eşek bağlamak]
"Ayak altında kalmak" deyimi ve açıklaması
- Hor görülüp aşağılanmak, değer verilmemek.
- İnsanların sık gelip geçtiği yerde, kalabalık içinde kalmak.
- "Seyyar satıcıların pek çoğu ayak altında kalınacak bir yeri seçerler."
- Çok gelinip geçilen yerde bulunmak.
- Çevresince hor görülmek, kendisine karşı kötü davranılmak.
[
Ayak altında kalmak]
"Ayaklar altına almak" deyimi ve açıklaması
- Önem verilecek şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- Önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- "Babasının onun için verdiği emekleri ayaklar altına alarak o serseriliği seçti."
[
Ayaklar altına almak]
"Betine gitmek" deyimi ve açıklaması
- Kötü karşılamak, utanç verici bulmak, ayıp saymak.
- Ayıp saymak, kötü karşılamak, kendisine yedirememek.
- "Senin yaptığın iş adamın çok betine gitti."
[
Betine gitmek]
"Bir kulağından girip bir (öbür) kulağından çıkmak (Söz)" deyimi ve açıklaması
- Söylenen söze önem vermemek, kulak asmamak.
[
Bir kulağından girip bir (öbür) kulağından çıkmak (Söz)]
"Burun kıvırmak" deyimi ve açıklaması
- Önem ve değer vermemek, küçümsemek, beğenmemek.
- "Önüne konan yemeklere burun kıvırıp sofradan kalktı."
[
Burun kıvırmak]
"Canı gitmek" deyimi ve açıklaması
- Önem ve değer verdiği, beğendiği bir şeye zarar gelecek diye çok korkmak, kaygılanmak.
- "Araba çizilecek diye canı gidiyor."
[
Canı gitmek]
"Hafife almak" deyimi ve açıklaması
- Küçümsemek, önem vermemek,"Beni hafife alıyorlar ama yanılıyorlar."
[
Hafife almak]
"Üvey evlât gibi tutmak (saymak)" deyimi ve açıklaması
- Horlamak, haksızlık etmek, iyi davranmamak, küçümsemek.
- "Dokunma bana, beni hep üvey evlât gibi tuttun, ne zaman yaklaştıysam sana köşe bucak kaçtın benden."
[
Üvey evlât gibi tutmak (saymak)]
"Yarım adam" deyimi ve açıklaması
- Güçsüz, sakat, zayıf, hasta kimse.
- "Ben bir yarım adamım diye beni hor göremezsiniz!"
[
Yarım adam]
"Yerine geçmek" deyimi ve açıklaması
- Görevden ayrılan birinin yerine geçmek.
- Bulunmayan bir nesnenin yerine kullanılabilmek.
- "Emekli olan müdürün yerine geçmek için iki müdür yardımcısı yarışa tutuştular."
[
Yerine geçmek]