"Ağzından çıkanı kulağı işitmemek" deyiminin anlamı nedir?
- Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
- "İyice çıldırmış olmalısın. Çünkü ağzından çıkanı kulağın duymuyor."
Ağzından çıkanı kulağı işitmemek deyimine benzer deyimler
"Ağız burun birbirine karışmak" deyimi ve açıklaması
- Kavga, sarhoşluk, öfke, yorgunluk gibi nedenlerle yüz yara bere içinde olmak yada yüzde yorgunluk izleri görülmek.
[
Ağız burun birbirine karışmak]
"Ağzından bal akmak" deyimi ve açıklaması
- Çok tatlı, hoşa gider biçimde konuşmak.
- "Konuş, konuş hele; ağzından bal akıyor."
[
Ağzından bal akmak]
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyimi ve açıklaması
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
[
Ağzını açıp gözünü yummak]
"Al Allah kulunu, zapteyle delini" deyimi ve açıklaması
- Sonucunun nereye varacağını düşünmeden, korkusuzca bu işe atıldı. Onu kimse zaptedemedi.
[
Al Allah kulunu, zapteyle delini]
"Buluttan nem kapmak" deyimi ve açıklaması
- Çok alıngan olmak, en küçük şeylerden bile alınmak.
- "Seninle konuşmak imkânsız, buluttan nem kapıyorsun çünkü."
[
Buluttan nem kapmak]
"Dört dönmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yapmak için korku, heyecan, telâş, şaşkınlık içinde sağa sola koşmak, çare aramak.
- "Kadıncağız haberi alır almaz odanın içinde dört dönmeye başladı."
[
Dört dönmek]
"Ecel teri dökmek" deyimi ve açıklaması
- Çok korkmak, heyecan içinde bulunup terlemek, korku ve bunalım içinde olmak.
- "Köprüden geçerken ecel terleri döktüler."
[
Ecel teri dökmek]
"Fiskos etmek" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin bulunduğu bir yerde birkaç kişi gizlice ve alçak sesle konuşmak.
- "Utanmıyor musunuz bu kadar kişi içinde fiskos etmeye?"
[
Fiskos etmek]
"Güllük gülistanlık" deyimi ve açıklaması
- Sorunları bulunmayan; neşe, bolluk ve huzur içinde olan yer.
- "Ne zaman güllük gülistanlık içinde olacağız acaba?"
[
Güllük gülistanlık]
"İçi titremek" deyimi ve açıklaması
- Çok üşümek.
- Çok istek duymak.
- Bir zarar gelecek korkusu içinde bulunmak.
- "Hava iyice soğudu, içim titremeye başladı, haydi içeri girelim."
[
İçi titremek]
"Kök salmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yere iyice, ayrılmamacasına yerleşmek.
- İyice tutunmak, köklenmek, sağlamlaşmak, yayılmak.
- "Onun sevgisi, içine iyice kök salmıştı."
[
Kök salmak]
"Yüksek perdeden konuşmak" deyimi ve açıklaması
- Yüksek sesle konuşmak.
- Meydan okurcasına sert konuşmak.
- Yapılması güç şeyleri yapacakmış gibi abartılı konuşmak.
- "Bu adam yüksek perdeden konuşmaya bayılıyor."
[
Yüksek perdeden konuşmak]