"Hakkını yemek" deyiminin anlamı nedir?
- Birinin hakkı olan şeyi vermemek, onu kendisine maletmek.
- "Dürüst ol, milletin hakkını yeme, yoksa boğazında kalır."
Hakkını yemek deyimine benzer deyimler
"Açığı çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Kendisine teslim edilmiş olan para ya da eşyanın, sayım sonunda, eksik olduğu görülmek.
[
Açığı çıkmak]
"Ağzından kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Söylemek istemediği bir şeyi, boş bulunup söyleyivermek.
- "Dikkatli ol, lafı ağzından kaçırıp da gideceğimiz yeri söyleme."
- Söylemek istemediği şeyi farkında olmadan bildirivermek.
[
Ağzından kaçırmak]
"Ahrette on parmağı yakasında olmak" deyimi ve açıklaması
- Ödevini yapamadığından kendisine karşı sorumlu olan kimseden öbür dünyada hesap sormak.
- Haksızlığa uğrayışını bu dünyada önleyip hakkını alamayanın, öte dünyada (ahirette) kendisine sorumlu olan kimseden davacı olması.
- "Hakkımı vermedin ama ahirette on parmağım yakanda olacaktır."
[
Ahrette on parmağı yakasında olmak]
"Aklı başında" deyimi ve açıklaması
- Davranışları akıllıca olan.
- Doğu dürüst.
[
Aklı başında]
"Aklına (aklını) takmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi devamlı olarak düşünmek, bir fikre sürekli olarak zihninde yer vermek ve zihni onunla meşgul etmek.
- "Onu niçin kırdım, aklıma takıldı düşünüp duruyorum."
[
Aklına (aklını) takmak]
"Altında kalmamak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi karşılıksız bırakmamak.
- "Onun bana yaptığı iyiliğin altında kalır mıyım?"
- Bir şeyin üstesinden gelmek.
- "Bana verdiği işin altında kalmayacağım."
[
Altında kalmamak]
"Ayağına çelme takmak" deyimi ve açıklaması
- Yürümekte olan birinin ayakları arasına ayak uzatarak düşmesini sağlamak, onu düşürmek.
[
Ayağına çelme takmak]
"Bindiği dalı kesmek" deyimi ve açıklaması
- Kendisi için gerekli ve yararlı olan şeyi kendi eliyle yok etmek.
- "Geçimini sağladığın o tarlayı sakın satma, yoksa bindiğin dalı kesmiş olursun."
[
Bindiği dalı kesmek]
"Hakkını vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin lâyıkıyla yapılması için ne gerekiyorsa ondan kaçınmamak.
- Birinin çalışmasını gereğince değerlendirmek, hakkı olan şeyi vermek.
- "Çalıştırdığın kişinin hakkını vermek zorundasın."
[
Hakkını vermek]
"Karar kılmak" deyimi ve açıklaması
- Dönüp dolaşıp o şeyin üstünde durmak, onu tercih etmek, birçok şeyi deneyip onu seçmek.
- "Ben bu elbisede karar kıldım."
[
Karar kılmak]
"Lafı (sözü) ağzına tıkamak" deyimi ve açıklaması
- Birinin sözünü bitirmesine fırsat vermemek, onu susmak zorunda bırakmak, konuşmasını önlemek.
- "Ağzını açar açmaz lafı ağzına tıkadılar adamcağızın."
[
Lafı (sözü) ağzına tıkamak]
"Özü sözü bir" deyimi ve açıklaması
- Düşünceleri, söyledikleri ve yaptıkları bir olan, ne düşünüyorsa onu söyleyen, içi dışı bir olan kimse.
- "Özü sözü bir olan insanlara rastlamak gittikçe zorlaşıyor."
[
Özü sözü bir]