"Hafife almak" deyiminin anlamı nedir?
- Küçümsemek, önem vermemek,"Beni hafife alıyorlar ama yanılıyorlar."
Hafife almak deyimine benzer deyimler
"Ağza tat, boğaza feryat" deyimi ve açıklaması
- Güzel yiyecek, ama az doyurmuyor.
- Beğenilen bir eylem, ama yetmez ki.
[
Ağza tat, boğaza feryat]
"Aldırış etmemek" deyimi ve açıklaması
- İlgilendirmek istendiği şeye önem vermemek, ilgisiz kalmak.
[
Aldırış etmemek]
"Ayaklar altına almak" deyimi ve açıklaması
- Önem verilecek şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- Önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- "Babasının onun için verdiği emekleri ayaklar altına alarak o serseriliği seçti."
[
Ayaklar altına almak]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Bir kulağından girip bir (öbür) kulağından çıkmak (Söz)" deyimi ve açıklaması
- Söylenen söze önem vermemek, kulak asmamak.
[
Bir kulağından girip bir (öbür) kulağından çıkmak (Söz)]
"Bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Söylenen söze önem vermemek, kulak asmamak, umursamamak.
- "Söylediğim söz bir kulağından girip öbür kulağından çıkarsa anlamazsın elbet!"
[
Bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak]
"Boş vermek" deyimi ve açıklaması
- Önem vermemek, aldırmamak, ilgisiz davranmak.
- "Boş ver, bu hayat böyle gelmiş, böyle gider."
[
Boş vermek]
"Burun kıvırmak" deyimi ve açıklaması
- Önem ve değer vermemek, küçümsemek, beğenmemek.
- "Önüne konan yemeklere burun kıvırıp sofradan kalktı."
[
Burun kıvırmak]
"Çantada (torbada) keklik" deyimi ve açıklaması
- "Ele geçirilmesi o kadar kesin ki elde edilmiş sayılır" anlamında kullanılır.
- "Beni çantada keklik sanıyor ama yanılıyor."
[
Çantada (torbada) keklik]
"Dışı eli (seni) yakar, içi beni" deyimi ve açıklaması
- "Dıştan görünüşü, herkesi imrendirecek kadar güzel ama içyüzü elverişsiz, kötü, sahibini üzücü" anlamında kullanılır.
- "Ah bir bilseler işin iç yüzünü, dışı eli yakar, içi beni."
[
Dışı eli (seni) yakar, içi beni]
"Hor görmek (veya bakmak)" deyimi ve açıklaması
- Önem vermemek, değersiz saymak, adam yerine koymamak, küçümsemek.
- "Beni, yoksul diye hep hor gördüler."
[
Hor görmek (veya bakmak)]
"Omuz silkmek" deyimi ve açıklaması
- Aldırmamak, önem vermemek, benimsememek.
- "Sana bunu alacağım dedim ama o, omuz silkti."
[
Omuz silkmek]