"Gözünü kan bürümek" deyiminin anlamı nedir?
- Birisini öldürecek kadar öfkelenmek.
- "Katillerin gözünü kan bürümüştü, önlerine çıkanı öldürüyorlardı."
Gözünü kan bürümek deyimine benzer deyimler
"Ağzından çıkanı kulağı işitmemek" deyimi ve açıklaması
- Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
- "İyice çıldırmış olmalısın. Çünkü ağzından çıkanı kulağın duymuyor."
[
Ağzından çıkanı kulağı işitmemek]
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyimi ve açıklaması
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
[
Ağzını açıp gözünü yummak]
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Don gömlek" deyimi ve açıklaması
- Çıplak, üzerinde sadece don ve gömlek var denilecek kadar soyunmuş hâlde.
- "Adamı, don gömlek kalacak kadar soydular."
[
Don gömlek]
"İnce eleyip sık dokumak" deyimi ve açıklaması
- Titizlik göstermek, bir şeyi en ince ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden geçirmek.
- "O kadar da ince eleyip sık dokunacak bir iş değil, kaygılanma."
[
İnce eleyip sık dokumak]
"Kan başına sıçramak (beynine çıkmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok sinirlenmek, öfkelenmek,"Kan başına sıçramıştı, sağa sola bağırıp duruyordu."
[
Kan başına sıçramak (beynine çıkmak)]
"Kan çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Cinayet işlenmek, kan dökülmek.
- "Şu adamı götürün gözümün önünden, yoksa kan çıkacak."
[
Kan çıkmak]
"Kan gövdeyi götürmek" deyimi ve açıklaması
- Çok kan akıtılmış olmak, çok insan öldürülmek.
- "Düşmanla göğüs göğüse gelmiştik, biliyordum ki birazdan kan gövdeyi götürecek ve pek çoğumuz ölecekti."
[
Kan gövdeyi götürmek]
"Kanlı bıçaklı olmak" deyimi ve açıklaması
- Birbirlerinin kanını dökecek, birbirlerini öldürecek kadar birbirlerine düşman olmak.
- "Küçücük bir tarla yüzünden kanlı bıçaklı olduk."
[
Kanlı bıçaklı olmak]
"Zerre kadar" deyimi ve açıklaması
- Hiç denecek kadar az.
- "Onu zerre kadar sevmiyorum."
[
Zerre kadar]