"Ağzına geleni söylemek" deyiminin anlamı nedir?
- Ağır ve kırıcı sözler söylemek.
Ağzına geleni söylemek deyimine benzer deyimler
"Ağzından çıkanı (çıkan sözü) kulağı işitmemek (duymamak)" deyimi ve açıklaması
- Çok kızıp fena, ağır sözler söylemek.
[
Ağzından çıkanı (çıkan sözü) kulağı işitmemek (duymamak)]
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyimi ve açıklaması
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
[
Ağzını açıp gözünü yummak]
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Aptesini vermek (Birinin)" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı kötü işten dolayı ona çok ağır sözler söylemek.
[
Aptesini vermek (Birinin)]
"Ateş püskürmek (Ateş saçmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok öfkeli olmak, ağır sözler söylemek.
- "Öğretmen kapıyı kıran öğrencilere ateş püskürdü."
[
Ateş püskürmek (Ateş saçmak)]
"Ateş yağdırmak" deyimi ve açıklaması
- Ateşli silahlarla aralıksız, bol mermi atmak.
- Etrafındakilere çok öfkeli, ağır sözler söylemek.
[
Ateş yağdırmak]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Eyüp sabrı" deyimi ve açıklaması
- Peygamberlerden Hz. Eyyub` un başına gelen hastalığa sabredip, bundan dolayı şikâyet etmemesi; güçlük ve üzüntülere, hastalığa karşı sabretmesinden hareketle, en ağır ve sürekli üzüntülerden bile yakınmayanın büyük ve uzun sabrını anlatmak için kullanılır.
[
Eyüp sabrı]
"Gazel okumak" deyimi ve açıklaması
- Gazel söylemek.
- Kandırmak ve oyalamak için boş sözler söylemek.
- "Boşuna gazel okuma, kandıramazsın beni!"
[
Gazel okumak]
"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
- "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
[
Lafını (sözünü) bilmek]
"Topa tutmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yeri top ateşi altında bulundurmak.
- Bir kimseye kırıcı, ağır sözler söylemek.
[
Topa tutmak]
"Verip veriştirmek" deyimi ve açıklaması
- Ağır sözler söylemek, ağzına ne gelirse söylemek.
- "Yüzüne karşı verip veriştirdi ama o tek kelime bile söylemedi."
[
Verip veriştirmek]