"Gönülden geçirmek" deyiminin anlamı nedir?
- Bir şeyi yapmayı düşünmek, olmasını istemek, o şeyi düşünür olmak.
- "Ben de o işi yapmayı gönlümden geçirmiştim."
Gönülden geçirmek deyimine benzer deyimler
"Ayağının altına almak" deyimi ve açıklaması
- Acımasızca, tekmelerle kıyasıya dövmek.
- Bir şeyi küçük görerek ondan faydalanma yoluna gitmemek, o şeyi tepmek.
- "Önüne serilen bütün nimetleri ayağının altına aldı hiç tınmadan."
[
Ayağının altına almak]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak)" deyimi ve açıklaması
- Bir konuda yapacağı çok az şeyi olmak.
- Dayanacak pek az gücü kalmak.
- "Bir atımlık barutu kalmış, hâlâ ben yaparım o işi diyor."
[
Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak)]
"Canı (gönlü) çekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi istemek, istek duymak, çok arzulamak.
- "Şimdi o yeşil eriklerden olsa da yesek, öyle de canım çekti ki."
[
Canı (gönlü) çekmek]
"Deli divane olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi, bir kimseyi aşırı derecede sevmek, ona tutkun olmak.
- "Delikanlı o kız için deli divane oluyordu."
[
Deli divane olmak]
"Gücüne gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir söz, bir davranış bir kimsenin onuruna dokunmak, o kimseye ağır gelmek.
- "Doğrusu onun bu sözleri gücüme gitti, çünkü hak etmedim o sözleri."
[
Gücüne gitmek]
"Hazır bulunmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yerde kendisi bulunmak, var olmak.
- Bir yere hemen gidecek, bir şeyi anında yapacak durumda olmak.
- "Yarınki toplantıda sen de hazır bulunmalısın."
[
Hazır bulunmak]
"Kalıbını basmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeye bütün içtenliği ile güvenmek, bir şeyi doğrulamak.
- "Kalıbımı basarım ki o, bu işi yapmamıştır."
[
Kalıbını basmak]
"Nefsine yedirememek" deyimi ve açıklaması
- Kendine yakıştıramamak, o şeyi yapmayı kendisi için onur kırıcı, ağır bulmak.
- "İki yüzlülüğü bir türlü nefsine yediremiyordu."
[
Nefsine yedirememek]
"Özür dilemek" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı bir yanlıştan ötürü affedilmesini istemek.
- Özrünü ileri sürerek yapılması kendinden istenen işi yapmamak, bundan bağışlanmasını istemek.
- "Özür dilerim, ben o kovayı taşıyamayacağım."
[
Özür dilemek]
"Üstüne bir bardak (soğuk) su içmek" deyimi ve açıklaması
- O işten umudunu kesmek, o işin olacağına inanmamak, parasını ya da malını almaktan vazgeçmek.
- "Verecek mi? Sen o paranın üstüne bir bardak soğuk su iç!"
[
Üstüne bir bardak (soğuk) su içmek]
"Üstüne üstüne gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir konuda bir kimseye sürekli baskı yapmak.
- Güç bir şeyden yılmayıp, sonucu tehlikeli de olsa, çekinmeden o şeyle uğraşmak.
- "Biliyorum zor ama üstüne üstüne gitmelisin, ancak o zaman başarabilirsin."
[
Üstüne üstüne gitmek]