"Gırtlak gırtlağa gelmek" deyiminin anlamı nedir?
- Kıyasıya dövüşmek ya da dövecek hâle gelmek.
- "Komşumla gırtlak gırtlağa gelecektik az kalsın."
Gırtlak gırtlağa gelmek deyimine benzer deyimler
"Adam kıtlığında" deyimi ve açıklaması
- Herhangi bir iş için gereken yetenekli, işe yarar kimselerin bulunmadığı ya da az bulunduğu yerde ve zamanda.
[
Adam kıtlığında]
"Ağıt yakmak" deyimi ve açıklaması
- Sevilen birinin ölümü ya da toplumca uğranılan bir acı dolayısıyla ağıt özelliği taşıyan bir şiir yazmak ya da böyle olaylarla ilgili olarak ağıt söylemek.
[
Ağıt yakmak]
"Aş deliye kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
[
Aş deliye kalmak]
"Az daha" deyimi ve açıklaması
- "Az kalsın."
- Neredeyse, hemen hemen, az kalsın.
[
Az daha]
"Boğaz boğaza gelmek" deyimi ve açıklaması
- Zorlu bir kavgaya tutuşmak, ya da kavga edecek hâle gelmek.
- "Senin o dilin yüzünden adamla boğaz boğaza geldik."
[
Boğaz boğaza gelmek]
"Canına tak demek (etmek) (Canına yetmek)" deyimi ve açıklaması
- Sabrı kalmamak, bir sıkıntıya dayanamaz duruma gelmek.
- "Canıma tak dedi artık, ya yaptıklarına son verirsin ya da burayı terkedersin!"
[
Canına tak demek (etmek) (Canına yetmek)]
"Çorbada tuzu bulunmak" deyimi ve açıklaması
- Yapılan bir iş ya da hizmette az da olsa çabası, emeği bulunmak.
- "Haydi durmayın, çorbada sizin de tuzunuz bulunsun!"
[
Çorbada tuzu bulunmak]
"Dilini yutmak" deyimi ve açıklaması
- Büyük bir korku, şaşkınlık ya da sevinç karşısında konuşamaz hâle gelmek.
- "Korkudan neredeyse dilini yutacaktı."
[
Dilini yutmak]
"Hesaba katmak (almak)" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yaparken ya da yürütürken bir başka şeyi de göz önünde bulundurmak.
- "Hasan`ı da hesaba katalım, az zorluk çıkarmayacaktır bize."
[
Hesaba katmak (almak)]
"Laçka olmak" deyimi ve açıklaması
- Herhangi bir iş gevşek ve düzensiz yürütülmek.
- Mil ya da vida gibi makine bölümleri eskiyip aşınarak işe yaramaz hâle gelmek.
- "Bu vidalar laçka olmuş, kol tutmuyor."
[
Laçka olmak]
"Su gibi akmak" deyimi ve açıklaması
- Zamanın çok hızlı geçip gitmesi.
- Bol bol gelmek ya da gitmek (para, yiyecek vs.).
- "Para su gibi akıyor, o harcamayacak da ben mi harcayacağım?"
[
Su gibi akmak]
"Üç aşağı beş yukarı" deyimi ve açıklaması
- Az bir farkla, az fazla ya da az eksik olmak üzere, yaklaşık olarak.
- "Üç aşağı beş yukarı anlaşırız, merak etme."
[
Üç aşağı beş yukarı]