"Gıcık vermek" deyiminin anlamı nedir?
- Birini kızdırıp sinirlendirmek.
- Boğazı yakıp kaşındırarak öksürmeye yol açmak.
- "Gıcık veren bu tatlıyı yiyemiyorum."
Gıcık vermek deyimine benzer deyimler
"Ağız sulandırmak" deyimi ve açıklaması
- İmrenmesine yol açmak, imrendirmek.
[
Ağız sulandırmak]
"Allah bilir" deyimi ve açıklaması
- Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez.
- "Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."
- Bana öyle geliyor ki.
- "Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
[
Allah bilir]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Çanak tutmak (açmak)" deyimi ve açıklaması
- Söz ve davranışlarıyla kavgaya, kargaşaya yol açmak.
- Dilenmek.
- "Onun bu işe çanak tutmasına fırsat vermeyeceğim."
[
Çanak tutmak (açmak)]
"Kan dökmek" deyimi ve açıklaması
- Ölüme yol açmak, yaralanıp ölmek veya birini yaralayıp öldürmek.
[
Kan dökmek]
"Kuyruğuna basmak" deyimi ve açıklaması
- Birini tahrik etmek, incitip saldırmasına yol açmak.
[
Kuyruğuna basmak]
"Maraza çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Anlaşmazlığa yol açacak işler yapmak, kavgaya yol açmak.
[
Maraza çıkarmak]
"Pahalıya mal olmak" deyimi ve açıklaması
- Kolay elde edilememek; para, özveri ve emek gerektirmek; zarara ve sıkıntıya yol açmak.
- "Bu ev size pahalıya mal olsa gerek."
[
Pahalıya mal olmak]
"Yıldırımları (veya şimşekleri) üstüne çekmek" deyimi ve açıklaması
- Kimi davranışlarıyla pek çok kimseyi kızdırarak eleştirilere, saldırılara yol açmak.
- "Bu hareketlerinle şimşekleri üzerine çekiyor, hepimizi tehlikeye atıyorsun."
[
Yıldırımları (veya şimşekleri) üstüne çekmek]
"Yol açmak" deyimi ve açıklaması
- Yeni bir yol yapmak.
- Herhangi bir sebepten ötürü kapanmış yolu açmak, geçilir duruma getirmek.
- Birinin geçmesi için kenara çekilip geçme önceliği tanımak.
- Bir olayın başlamasına sebep olmak, öncülük etmek.
- "Onun bu çıkışı özgürlük hareketinin başlamasına yol açtı."
[
Yol açmak]
"Yüzünü kızartmak" deyimi ve açıklaması
- Birini utandırıp yüzünün kızarmasına yol açmak.
- "Onun utanacağı sözleri söyleyip de yüzünü kızartmadan duramaz mısın sen?"
[
Yüzünü kızartmak]