"Ezbere iş görmek" deyiminin anlamı nedir?
	- İncelemeden, özenmeden, gerekli olan bilgiyi almadan, gelişi güzel iş yapmak.
- "Ben sana ezbere iş görme demedim mi?"
Ezbere iş görmek deyimine benzer deyimler
	
	"Ağır iş" deyimi ve açıklaması
	- Yapılması zor iş, güç iş , zahmetli iş.
	[
Ağır iş]
	
	"Akıl kârı olmamak" deyimi ve açıklaması
	- Akıllı, dengeli ve ölçülü bir kişinin yapacağı iş olmamak.
- "Akıl kârımı şimdi senin yaptığın bu iş?"
	[
Akıl kârı olmamak]
	
	"Akıntıya kürek çekmek" deyimi ve açıklaması
	- Olmayacak, gerçekleşmeyecek bir iş uğrunda boşuna çaba sarf etmek.
- "Desene boşuna kürek çekmişiz, olmayacak bu iş."
	[
Akıntıya kürek çekmek]
	
	"Ayağına dolaşmak" deyimi ve açıklaması
	- İş yapmakta olan bir kimsenin çok yakınında, ayakları arasında gezerek onun iş yapmasını güçleştirmek.
	[
Ayağına dolaşmak]
	
	
	"Babana rahmet" deyimi ve açıklaması
	- Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde. Ben de öyle düşünüyordum.
- "Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde; Allah senden razı olsun" anlamında hoşnutluk, memnunluk bildirmek için kullanılır.
	[
Babana rahmet]
	
	"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
	- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
	[
Başını ağrıtmak]
	
	"Bir dalda durmamak" deyimi ve açıklaması
	- Sık sık düşünce, iş ya da tutum değiştirmek.
- "Bir dalda dursaydı başına bu iş gelmeyecekti."
	[
Bir dalda durmamak]
	
	"Buz üstüne yazı yazmak" deyimi ve açıklaması
	- Birine etkisi olmayan sözler söylemek.
- Etkisi ve süresi çok kısa olan bir iş yapmak.
- "Evet çocuklar, beni buz üstüne yazı yazan bir adam konumuna getirmeyin!"
	[
Buz üstüne yazı yazmak]
	
	"Dostlar alışverişte görsün" deyimi ve açıklaması
	- Gösteriş olsun; amaç iş yapıyor görünmek, iş yapmak değil.
- "Güya çalışıyor, dostlar alışverişte görsün!"
	[
Dostlar alışverişte görsün]
	
	
	"Elinden iş çıkmamak" deyimi ve açıklaması
	- Çabuk iş yapamamak.
- "Bırakın onu, elinden iş çıkmaz birine ihtiyacımız yok."
	[
Elinden iş çıkmamak]
	
	"Yumurta kapıya gelmek" deyimi ve açıklaması
	- Yapılması gereken bir iş için zaman daralmış olmak, iş çok sıkışık zamana rastlamak.
- "Sen hep işleri yumurta kapıya gelence mi yaparsın?"
	[
Yumurta kapıya gelmek]
	
	"Yüzünü ağartmak" deyimi ve açıklaması
	- Yakınlarının övünç duymasına neden olacak beğenilir bir iş yapmak.
- Yakın çevresinin övünç duymasına neden olacak bir iş yapmak veya başarı kazanmak.
- "Uluslararası maratonda birinci gelerek milletin yüzünü ağarttı bu çocuk."
	[
Yüzünü ağartmak]