"Eşref saat" deyiminin anlamı nedir?
- İş görecek kimsenin uysal davranacağı, aksilik çıkarmayacağı zaman.
- Bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman.
- "İzin alabilmek için müdür beyin eşref saatini kollamaya başladı."
Eşref saat deyimine benzer deyimler
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Başa güreşmek" deyimi ve açıklaması
- Yağlı güreşte başpehlivanlık için güreşmek.
- En üstün sonucu almak için mücadele etmek, yarışmada birinciliği almak için uğraşmak.
- "Takımımız öteden beri başa güreşir."
[
Başa güreşmek]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bunda bir iş var" deyimi ve açıklaması
- "Bir olayın şimdilik bilinmeyen bir yönünün bulunması, anlaşılamayan bir sebebin aranması" durumunu anlatmak için kullanılır.
- "Polis, bunda bir iş var diyerek olayın üzerine tekrar gitti."
[
Bunda bir iş var]
"Can damarı" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.
- "Babam evin can damarıdır."
[
Can damarı]
"Çekişe çekişe pazarlık (etmek)" deyimi ve açıklaması
- Bir malı ucuza almak, ya da pahalıya satmak için titizce uzun süre yapılan pazarlık.
- "Babam çok istediği atı alabilmek için, atın sahibiyle çekişe çekişe pazarlık etmeye başladı."
[
Çekişe çekişe pazarlık (etmek)]
"Gel zaman git zaman" deyimi ve açıklaması
- Aradan epeyce bir zaman geçtikten sonra.
- "Gel zaman git zaman bu ikisi beraberce yaptılar bu evi."
[
Gel zaman git zaman]
"Göz kamaştırmak" deyimi ve açıklaması
- Hayran bırakmak.
- Güçlü, parlak bir ışığın kısa bir zaman için görüşü bulandırması, bakılan yeri görmez etmesi.
- "Kapıdan çıkar çıkmaz göz kamaştıran bir ışığın etkisine girip donakaldılar."
[
Göz kamaştırmak]
"Kırk dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek, ikna edebilmek için çok uğraşmak.
- "Ne inatçı adammış, bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana."
[
Kırk dereden su getirmek]
"Ömür çürütmek" deyimi ve açıklaması
- Uzun süre bir şey için emek vermiş olmak, ya da boşuna zaman harcamış olmak.
- "Bu ev için bir ömür çürüttüm ben."
[
Ömür çürütmek]
"Suyun başı" deyimi ve açıklaması
- Suyun çıktığı yer, kaynak.
- En çok yarar sağlanacak yer.
- Bir iş için en önemli, iş en son kendisinde bitecek kişi, mevkii.
- "Yorgun bedenlerini suyun başındaki çimenlerin üstüne bıraktılar."
[
Suyun başı]
"Yumurta kapıya gelmek" deyimi ve açıklaması
- Yapılması gereken bir iş için zaman daralmış olmak, iş çok sıkışık zamana rastlamak.
- "Sen hep işleri yumurta kapıya gelence mi yaparsın?"
[
Yumurta kapıya gelmek]