"Esip savurmak" deyiminin anlamı nedir?
- Bağırıp çağırmak, öfke ile atıp tutmak.
- "Davet edilmediğini öğrenince esip savurmaya başladı."
Esip savurmak deyimine benzer deyimler
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyimi ve açıklaması
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
[
Ağzını açıp gözünü yummak]
"Avurt zavurt etmek" deyimi ve açıklaması
- Yüksekten atıp tutmak, kuru gürültü yapmak, boş tehditlerde bulunmak, korkutucu, iri sözler söylemek.
[
Avurt zavurt etmek]
"Ayağı ile gelmek" deyimi ve açıklaması
- Kendi isteği ile gelmek.
- Çok fazla emek sarf edilmeden elde edilmek.
- "Adam ayağı ile geldi dayak yemeye."
[
Ayağı ile gelmek]
"Babaları tutmak (üstünde olmak)" deyimi ve açıklaması
- Sinir ve öfke nöbeti gelerek aşırı derece bağırıp çağırmak.
[
Babaları tutmak (üstünde olmak)]
"Bayrak açmak" deyimi ve açıklaması
- Herkesi ülkü etrafında toplanmaya çağırmak.
- Bir dava yolunda toplanmaya çağırmak.
- Gönüllü asker toplamaya girişmek.
- "Düşmana karşı yurdun dört bir yanında bayrak açan yurtseverler sonunda amaçlarına ulaştılar."
[
Bayrak açmak]
"Boş atıp dolu tutmak" deyimi ve açıklaması
- Umutsuz olarak girişilen bir iş, iyi sonuç vermek; doğruluğuna inanmadan söylediği söz gerçek çıkmak.
- "Hayatımızın boş atıp dolu tutmak diye bir ilkesi olamaz."
[
Boş atıp dolu tutmak]
"Buyur etmek deyimi" deyimi ve açıklaması
- Misafiri karşılayarak içeri almak,
- "buyurun" diyerek saygı ile yer göstermek ya da sofraya çağırmak.
- "Misafirleri büyük bir şevkle buyur etti."
[
Buyur etmek deyimi]
"Çetele tutmak" deyimi ve açıklaması
- Hesap tutmak amacı ile bir yere çizgiler çekmek.
- "Ahmet amca, veresiye verdiği mallar için çetele tutmaktan usanmıştı."
[
Çetele tutmak]
"Göz ucuyla bakmak" deyimi ve açıklaması
- Belli etmemeye çalışarak, başını çevirmeden göz kenarı ile yandan bakmak.
- "Yabancı askerlere göz ucuyla bakmaya başladı."
[
Göz ucuyla bakmak]
"Kabuğuna çekilmek" deyimi ve açıklaması
- Tek başına kalmak, dış dünya ile ilgisini kesmek, kimse ile görüşmemek.
- "Geçirdiği kazadan sonra iyice kabuğuna çekildi."
[
Kabuğuna çekilmek]
"Mahalleyi ayağa kaldırmak" deyimi ve açıklaması
- Bağırıp çağırarak, gürültü kopararak konu komşuyu rahatsız etmek, telâşlandırmak.
- "Bağırıp durma öyle, mahalleyi ayağa kaldıracaksın."
[
Mahalleyi ayağa kaldırmak]
"Yaygarayı basmak" deyimi ve açıklaması
- Bağırıp çağırmak, önemli bir nedeni olmadığı hâlde feryat etmek.
- "Elinden şekeri alınınca yaygarayı bastı."
[
Yaygarayı basmak]