"Ensesinde boza pişirmek" deyiminin anlamı nedir?
- Sıkıştırıp tedirgin etmek, eziyet etmek.
- "İşlerin yavaş gittiğini gören patron işçilerin ensesinde boza pişirmeye başladı."
Ensesinde boza pişirmek deyimine benzer deyimler
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Bıyık altından gülmek" deyimi ve açıklaması
- Birinin içine düştüğü duruma belli etmeden gülmek, sevindiğini belli etmeyerek onunla eğlenmek, içinden onunla alay etmek.
- "Ayşe`nin kırdığı pot karşısında bıyık altından gülmeye başladı."
[
Bıyık altından gülmek]
"Canına okumak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek.
- İyi bir şeyi kötü hâle getirmek, heder etmek, harcamak.
- "Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde."
[
Canına okumak]
"Can yakmak" deyimi ve açıklaması
- Üzmek, acı vermek.
- Zulmetmek, eziyet etmek.
- Bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak.
- "Şu hareketlerinle canımı yakıyorsun."
[
Can yakmak]
"Diş gıcırdatmak" deyimi ve açıklaması
- Kızgınlığını, öfkesini kimi davranışlarıyla belli etmek.
- "Dediğini yaptıramayınca dişlerini gıcırdatmaya başladı."
[
Diş gıcırdatmak]
"Göze batmak" deyimi ve açıklaması
- Başkalarını aşırı söz ve davranışlarıyla tedirgin etmek.
- Kıskançlığa, çekememezliğe yol açmak.
- "Her davranışınla gözüme batıyorsun. Kendine bir çeki düzen ver."
[
Göze batmak]
"Hoş beş etmek" deyimi ve açıklaması
- Şundan bundan konuşarak sohbet etmek.
- "O iki ihtiyar kadın hoş beş etmek için yaratılmışlar sanki."
[
Hoş beş etmek]
"Huzurunu kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Huzurunu bozmak, tedirgin ve rahatsız etmek.
[
Huzurunu kaçırmak]
"Teslim olmak" deyimi ve açıklaması
- Kendinden üstün bir güç karşısında yenilgiyi kabul etmek, mücadeleden vazgeçmek.
- Kendini teslim etmek, birtakım ellere bırakmak.
- "Teslim olursan kılına dokunulmayacaktır!"
[
Teslim olmak]
"Yapmadığını bırakmamak" deyimi ve açıklaması
- Bütün kötülükleri yapmak, eziyet etmek.
[
Yapmadığını bırakmamak]
"Yol göstermek" deyimi ve açıklaması
- Rehberlik etmek, yolu bilmeyene tarif etmek, nasıl gidileceğini anlatmak.
- Nasıl davranılacağını, ne yapılacağını öğretmek.
- "Benim elimden bir şey gelmez, patrona git, o bir yol gösterir sana."
[
Yol göstermek]