"Elini kana bulamak" deyiminin anlamı nedir?
- Birini öldürmek veya yaralamak.
- "Zavallı çocuk, boş yere elini kana buladı."
Elini kana bulamak deyimine benzer deyimler
"Ağzından girip burnundan çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Çeşitli yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek; veya kandırmak.
- "Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı."
- Ne yapıp yaparak bir kimseyi bir şeye razı etmek.
[
Ağzından girip burnundan çıkmak]
"Ağzını havaya (poyraza) açmak" deyimi ve açıklaması
- Elindeki fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere bir şeyler elde etmeyi ummak.
- Umduğunu elde edememek, fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere beklemek.
- "Evi o zaman alacaktın, artık geçti, bundan sonra ağzını havaya aç."
[
Ağzını havaya (poyraza) açmak]
"Aile planlaması" deyimi ve açıklaması
- Çocuklu ailenin artık çocuk istememesi ve çocuksuz ailenin çocuk edinmek istemesi durumunda uygulanacak yöntemleri düzenleme siyasası.
[
Aile planlaması]
"Ana kuzusu" deyimi ve açıklaması
- Pek küçük kucak çocuğu.
- Sıkıntıya, güç işlere alışkın olmayan, nazlı çocuk veya genç.
- "Şu torbayı kaldırışına bak hele, tam bir ana kuzusu."
[
Ana kuzusu]
"Ayağını kesmek (Bir yerden)" deyimi ve açıklaması
- Bir yere gitmez, uğramaz olmak.
- Birini bir yere artık uğramaz duruma getirmek.
- "Öyle korkutun ki o adamın ayağı kesilsin bu meyhaneden?"
[
Ayağını kesmek (Bir yerden)]
"Boş gezenin boş kalfası" deyimi ve açıklaması
- İşsiz güçsüz, aylak, boş gezip dolaşan kimse.
- "Adam boş gezenin boş kalfası, bir de işsizlikten yakınıyor."
[
Boş gezenin boş kalfası]
"Dağa kaldırmak" deyimi ve açıklaması
- Herhangi bir sebepten ötürü birini zorla dağa veya ıssız bir yere götürüp orada alıkoymak.
- "Eşkıyalar, karakol komutanının oğlunu dağa kaldırmışlar; ne istedikleri henüz belli değil."
[
Dağa kaldırmak]
"Kan dökmek" deyimi ve açıklaması
- Ölüme yol açmak, yaralanıp ölmek veya birini yaralayıp öldürmek.
[
Kan dökmek]
"Kanına girmek" deyimi ve açıklaması
- Birini öldürtmek veya öldürmek.
- Bir şeyi harcamak, ziyan etmek.
[
Kanına girmek]
"Sırtını dayamak" deyimi ve açıklaması
- Güçlü bir yere veya birine güvenmek.
- Bir yere dayanmak ya da yaslanmak.
- "Sırtını babasına dayamış atıp tutuyor, her dilediğini yapıyor."
[
Sırtını dayamak]
"Vaktini öldürmek" deyimi ve açıklaması
- Zamanını yararsız, gereksiz, boş işlerle ya da hiç iş yapmadan, boş yere geçirmek.
- "Bu kazanç getirmeyen işle bütün vaktini öldürecek misin yani?"
[
Vaktini öldürmek]
"Yerinde saymak" deyimi ve açıklaması
- Yürür gibi yaparak hep aynı yerde ayaklarının birini kaldırıp birini basmak.
- Hiç gelişme, ilerleme gösterememek.
- "Okullar neredeyse kapanacak ama bizim çocuk hâlâ yerinde sayıyor, okumayı bir türlü sökemedi."
[
Yerinde saymak]