"Eline su dökemez" deyiminin anlamı nedir?
- Sözü edilen kişi, değerce ondan çok geride.
- "Sen hamur açmakta Fatma`nın eline su dökemezsin."
Eline su dökemez deyimine benzer deyimler
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Alnının damarı çatlamak" deyimi ve açıklaması
- Başarmak için çok sıkıntı çekmek, çok çaba sarf edip emek vermek.
- "O yolu açıncaya kadar benim alnımın damarı çatladı, sen ne halt etmeye bozuyorsun?"
[
Alnının damarı çatlamak]
"Aralarından su sızmamak" deyimi ve açıklaması
- Çok iyi, çok yakın dostluk veya arkadaşlık kurmak, ahbap olmak.
- "Şunlara bak, aralarından su sızmıyor."
[
Aralarından su sızmamak]
"Bir damla" deyimi ve açıklaması
- Çok az, pek az (sıvı şeyler için söylenir).
- Çok küçük (çocuklar için söylenir).
- "Bir damla su kaldı, ne yapacağız su gelmezse."
[
Bir damla]
"Burnu Kaf dağında (olmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla kibirli, herkese yukarıdan bakar (olmak).
- "İyi ki bir araba aldı, burnu Kaf dağında bir adam olup çıktı."
- Çok kibirli, herkese çok yukarıdan bakar (olmak).
- "Burnu büyümek.
- ",
- "Burnu havada."
[
Burnu Kaf dağında (olmak)]
"Burnunda (gözünde) tütmek (Biri, bir şey)" deyimi ve açıklaması
- Çok özler, çok arar, çok ister olmak.
[
Burnunda (gözünde) tütmek (Biri, bir şey)]
"Burnunun ucunu görmemek" deyimi ve açıklaması
- İleriyi görememek, meydana geleceği açık olanı görememek.
- Çok sarhoş olmak.
- Çok dikkatsiz ve dalgın olmak.
- "Sen ki burnunun ucunu göremeyen bir adamsın, seninle nasıl iş yapabilirim ben."
[
Burnunun ucunu görmemek]
"Elden ele dolaşmak" deyimi ve açıklaması
- Pek çok kişi tarafından kullanılmak, bir çok sahip eline geçmek.
- "Elden ele dolaşan atı nihayet geri almayı başardı."
[
Elden ele dolaşmak]
"Kırk dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek, ikna edebilmek için çok uğraşmak.
- "Ne inatçı adammış, bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana."
[
Kırk dereden su getirmek]
"Uyku tulumu" deyimi ve açıklaması
- Uykuyu çok seven kimse, çok uyuyan.
- İçine girilerek yatılan tulum biçimindeki yatak.
- "Uyku tulumu sen de, çabuk kalk!"
[
Uyku tulumu]
"Yağma gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şey çok alıcı bulup çok satılmak, kolay müşteri bulmak.
- "Kapanın elinde kalıyor, yağma gidiyor, koş koş, sen de yetiş!.."
[
Yağma gitmek]
"Yağ tulumu" deyimi ve açıklaması
- Çok şişman, çok yağlı.
- "Birkaç ay sonra yağ tulumu olacak, şuna birisi söylese de çok yemese."
[
Yağ tulumu]