"Ekmeğinden etmek" deyiminin anlamı nedir?
- İşinden çıkarmak veya atmak.
- "Adamı durup dururken ekmeğinden ettiler."
Ekmeğinden etmek deyimine benzer deyimler
"Açıklar livası" deyimi ve açıklaması
- İşinden ayrılmış, ya da atılmış kişi.
[
Açıklar livası]
"Afaroz etmek" deyimi ve açıklaması
- Yakını olmaktan çıkarmak, ilgiyi kesip uzaklaştırmak.
[
Afaroz etmek]
"Afyonu patlamak" deyimi ve açıklaması
- Kendi keyfine dalmış olan birini, sinirlendirici davranışlarla çileden çıkarmak
[
Afyonu patlamak]
"Attan inip eşeğe binmek" deyimi ve açıklaması
- Bulunduğu dereceden, mevkiden, önemli görevden daha aşağı bir yere inmek veya alınmak.
- "Aklını başına toplamazsan adamı işte böyle attan indirip eşeğe bindirirler."
[
Attan inip eşeğe binmek]
"Ayıkla pirincin taşını" deyimi ve açıklaması
- Bir işin oldukça karışık, dolaşık, içinden çıkılması güç olduğunu anlatmak için kullanılır.
- "Durup dururken adama olmadık sözler söylemiş, şimdi ayıkla pirincin taşını!"
- Çok karışmış olan bu işin içinden çıkabilirsen çık.
[
Ayıkla pirincin taşını]
"Başına belâyı satın almak" deyimi ve açıklaması
- Sıkıntı, üzüntü ve tedirginlik verici olduğunu sonradan anladığı bir işe kendi isteği ile girmiş bulunmak.
- "Nereden girdim bu inşaat işine, durup dururken başıma belâyı satın aldım."
[
Başına belâyı satın almak]
"Durup dururken" deyimi ve açıklaması
- Birden bire, ansızın.
- Hiç gereği veya sebebi yokken.
- "Durup dururken bir tokat attı arkadaşına."
[
Durup dururken]
"Söz (laf) işitmek" deyimi ve açıklaması
- Paylanmak, azarlanmak, biri kendisine darılmak.
- "Durup dururken babamdan söz işittik yine."
[
Söz (laf) işitmek]
"Şeytan dürtmek" deyimi ve açıklaması
- Durup dururken uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak.
- "Güzel güzel oynarken arkadaşına vurup kaçtı, şeytan dürttü her hâlde."
[
Şeytan dürtmek]
"Tozu dumana katmak" deyimi ve açıklaması
- Ortalığı altüst etmek, karışıklığa yol açmak, gürültü patırtı çıkarmak.
- Çok fazla toz kaldırarak koşmak veya kaçmak.
- "Başıboş sığırlar tozu dumana katarak yokuştan aşağı iniyorlardı."
[
Tozu dumana katmak]
"Yalan yere" deyimi ve açıklaması
- Gerçeğe uygun olmayarak.
- "Yalan yere adamı şikâyet ettiler."
[
Yalan yere]
"Zahmete sokmak" deyimi ve açıklaması
- Birine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek.
- "Adamcağızı durup dururken zahmete sokmuşsunuz."
[
Zahmete sokmak]