"Dümen çevirmek" deyiminin anlamı nedir?
- Düzen kurup, hileli iş yapmak.
- "Yine ne dümen çeviriyorsunuz siz?"
Dümen çevirmek deyimine benzer deyimler
"Ağır iş" deyimi ve açıklaması
- Yapılması zor iş, güç iş , zahmetli iş.
[
Ağır iş]
"A köse, sayılmadık kaç tel sakalın var?" deyimi ve açıklaması
- Pek önemsiz olan varlığını, uğraşı alanını, ne denli önemli gösteriyor, ne denli güç başarılır bir iş sayıyorsun.
[
A köse, sayılmadık kaç tel sakalın var?]
"Allah ne verdiyse" deyimi ve açıklaması
- Evde ne yemek varsa
- Elimize (elinize) ne geçerse, ne kazanabilirsek.
[
Allah ne verdiyse]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bostan korkuluğu" deyimi ve açıklaması
- Kuşları ve diğer yabani hayvanları ürkütmek için tarlalara dikilen kukla, insan benzeri nesne.
- Kendisinden beklenileni yapmayan, ya da kendisinden çekinilmeyen, göstermelik kimse.
- "Müdür tam bir bostan korkuluğu, memurlar ne iş yapıyor ne güç."
[
Bostan korkuluğu]
"Dalavere çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Yalan, dolan ve hile ile kötü bir iş yapmak; düzen kurarak gizlice başkasını aldatmak.
- "Yine bir dalavere çevirmesin bu adam!"
[
Dalavere çevirmek]
"Dolap çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Hile, düzen ve dalavere ile iş yapmak.
- "Yine ne dolap çeviriyor acaba?"
[
Dolap çevirmek]
"Dostlar alışverişte görsün" deyimi ve açıklaması
- Gösteriş olsun; amaç iş yapıyor görünmek, iş yapmak değil.
- "Güya çalışıyor, dostlar alışverişte görsün!"
[
Dostlar alışverişte görsün]
"Fırıldak çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Düzen kurmak, hileli iş görmek.
- "Yine ne fırıldak çeviriyorsun sen?"
[
Fırıldak çevirmek]
"Ne çıkar" deyimi ve açıklaması
- Ne zararı var.
- Bir sonuç vermez.
- Ne fayda, ne zarar umulur.
- "Biraz sert konuşmuşsam, ne çıkar bundan?"
[
Ne çıkar]
"Orta hâlli" deyimi ve açıklaması
- Ne zengin ne yoksul, ne iyi ne kötü, ne çirkin ne güzel.
- "Onlar orta hâlli bir ailedirler."
[
Orta hâlli]
"Yüzünü ağartmak" deyimi ve açıklaması
- Yakınlarının övünç duymasına neden olacak beğenilir bir iş yapmak.
- Yakın çevresinin övünç duymasına neden olacak bir iş yapmak veya başarı kazanmak.
- "Uluslararası maratonda birinci gelerek milletin yüzünü ağarttı bu çocuk."
[
Yüzünü ağartmak]