"Duman etmek" deyiminin anlamı nedir?
- Bozmak, ortalığı dağıtmak, yok etmek; yenmek, birine karşı başarı sağlamak.
- "Askerler ortalığı toz duman ettiler."
Duman etmek deyimine benzer deyimler
"Acem kılıcı gibi iki tarafı (taraflı) kesmek" deyimi ve açıklaması
- Hem birinden yana hem de ona karşı olabilmek; aralarında sorun bulunan iki yanı da idare etmek; iki yanlı davranmak.
[
Acem kılıcı gibi iki tarafı (taraflı) kesmek]
"Alttan (aşağıdan) almak" deyimi ve açıklaması
- Sert konuşan birine karşı yumuşak, olumlu, onu haklı görüyormuş gibi tavır almak.
- "Amacına ulaşmak istiyorsan onunla konuşurken alttan al, pes perdeden konuş."
[
Alttan (aşağıdan) almak]
"Aşağı tükürsem sakal (-m), yukarı tükürsem bıyık (-m), (Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal)" deyimi ve açıklaması
- Yakınım olan iki taraf, ya da benimle ilgili iki durum var. Birine ayrıcalık tanısam ötekini küçümsemiş oluyorum. Sakıncaları eşit olan iki karşıt davranıştan birine karar veremiyorum.
[
Aşağı tükürsem sakal (-m), yukarı tükürsem bıyık (-m), (Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal)]
"Ayağını denk almak" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin kendisine karşı yapacakları muhtemel kötülüklere karşı uyanık davranmak, tedbirli olmak.
- "Eğer ayağını denk almazsan o adamlar başına bir iş açacaklar senin."
[
Ayağını denk almak]
"Azınlıkta kalmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sorun üzerine oy verenler, sayıca, karşı düşünceye oy verenlerden daha az çıkmak.
- Bir oyalamada, karşı düşünceye oy verenler sayıca az çıkmak.
[
Azınlıkta kalmak]
"Baş tacı etmek" deyimi ve açıklaması
- Değer vermek, çok üstün tutmak, çok sevmek.
- "Babalarını baş tacı ettiler, toz kondurmuyorlar adama."
[
Baş tacı etmek]
"Can pazarı" deyimi ve açıklaması
- Herkesin kendi canının kaygısına düştüğü ve kendi canını kurtarmaya çalıştığı tehlikeli bir durum, yer.
- "Ortalık toz dumandı; haykırışlar, inlemeler ortalığı çınlatıyordu; insanlar can pazarının tam ortasındaydılar."
[
Can pazarı]
"Kasıp kavurmak" deyimi ve açıklaması
- Bir afet çok zarar vermek, mahvetmek.
- Baskı yaparak, kıyıcı davranışlarda bulunarak bir topluluğu ezmek; zulmetmek, ortalığı korku ve dehşet içinde bırakmak.
- "Eşkıyalar ortalığı kasıp kavurmaya başladılar!"
[
Kasıp kavurmak]
"Lamı cimi yok" deyimi ve açıklaması
- "Hiçbir bahane, itiraz, mazeret, duraksama, karşı gelme yok" anlamında kullanılır.
- "Lamı cimi yok, bu akşam bize geleceksiniz, tamam mı?"
[
Lamı cimi yok]
"Silip süpürmek" deyimi ve açıklaması
- Ortada ne varsa hepsini yemek.
- Hepsini alıp götürmek, yok etmek.
- Ortalığı temizlemek.
- "Evi çarçabuk silip süpürdüm."
[
Silip süpürmek]
"Tozu dumana katmak" deyimi ve açıklaması
- Ortalığı altüst etmek, karışıklığa yol açmak, gürültü patırtı çıkarmak.
- Çok fazla toz kaldırarak koşmak veya kaçmak.
- "Başıboş sığırlar tozu dumana katarak yokuştan aşağı iniyorlardı."
[
Tozu dumana katmak]
"Yüreğine (içine) dert olmak" deyimi ve açıklaması
- Birine karşı ya da birinin kendine karşı yaptığı bir davranış sonradan kendisi için acı, üzüntü kaynağı olmak.
- "Ona yemek vermedim ama yüreğime dert oldu."
[
Yüreğine (içine) dert olmak]