"Don gömlek" deyiminin anlamı nedir?
- Çıplak, üzerinde sadece don ve gömlek var denilecek kadar soyunmuş hâlde.
- "Adamı, don gömlek kalacak kadar soydular."
Don gömlek deyimine benzer deyimler
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Ak pak" deyimi ve açıklaması
- Tertemiz.
- Saçı sakalı ağarmış.
- Alımlı ve beyaz tenli.
- "Ne kadar da ak pak bir çocuk."
[
Ak pak]
"Ateş olsa cirmi kadar (oylumunca) yer yakar" deyimi ve açıklaması
- Ondan korkacak ne var? Bütün gücüyle saldırsa ne kadar kötülük yapabilir? Bunu çoktan göze aldık.
[
Ateş olsa cirmi kadar (oylumunca) yer yakar]
"At var, meydan yok" deyimi ve açıklaması
- İş yapacak güç ve araç var, ama bunları kullanma alanı ve konusu yok.
[
At var, meydan yok]
"Avaz avaz bağırmak" deyimi ve açıklaması
- Olanca gücüyle bağırmak; sesi yettiği kadar, var gücüyle bağırmak.
- "Tamam duyuyorum, öyle avaz avaz bağırma!".
[
Avaz avaz bağırmak]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Boyacı küpü değil ki (hemen daldırıp çıkarasın)" deyimi ve açıklaması
- O kadar kolay ve çabuk yapılacak bir iş değil. Emek ve zaman ister.
[
Boyacı küpü değil ki (hemen daldırıp çıkarasın)]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"İnce eleyip sık dokumak" deyimi ve açıklaması
- Titizlik göstermek, bir şeyi en ince ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden geçirmek.
- "O kadar da ince eleyip sık dokunacak bir iş değil, kaygılanma."
[
İnce eleyip sık dokumak]
"Vur patlasın çal oynasın" deyimi ve açıklaması
- Aşırı zevk ve eğlence; aşırı zevk ve eğlenceye düşkün kimsenin parasını bu yolda harcamasını anlatır.
- "Vur patlasın çal oynasın sabaha kadar tepinip durdular."
[
Vur patlasın çal oynasın]
"Zerre kadar" deyimi ve açıklaması
- Hiç denecek kadar az.
- "Onu zerre kadar sevmiyorum."
[
Zerre kadar]