"Diz boyu" deyiminin anlamı nedir?
- Dize kadar (yükseklik veya alçaklık için).
- "Çukuru diz boyu kazmışlardı."
Diz boyu deyimine benzer deyimler
"Ağzından girip burnundan çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Çeşitli yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek; veya kandırmak.
- "Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı."
- Ne yapıp yaparak bir kimseyi bir şeye razı etmek.
[
Ağzından girip burnundan çıkmak]
"Ağzıyla kuş tutsa…" deyimi ve açıklaması
- "Ne kadar çaba gösterse, ne yapsa da" anlamında kullanılır.
- "Ağzıyla kuş da tutsa, artık bu eve adım atamaz."
[
Ağzıyla kuş tutsa…]
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Ak pak" deyimi ve açıklaması
- Tertemiz.
- Saçı sakalı ağarmış.
- Alımlı ve beyaz tenli.
- "Ne kadar da ak pak bir çocuk."
[
Ak pak]
"Ayyuka çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Pek yükselmek (ses için).
- Herkesçe duyulmak, yayılmak (dedikodu için).
- "Öyle kızgındı ki sesi ayyuka çıkıyordu."
[
Ayyuka çıkmak]
"Boylu boyunca" deyimi ve açıklaması
- Boyu uzunluğunca, bütün boyu ile.
[
Boylu boyunca]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Don gömlek" deyimi ve açıklaması
- Çıplak, üzerinde sadece don ve gömlek var denilecek kadar soyunmuş hâlde.
- "Adamı, don gömlek kalacak kadar soydular."
[
Don gömlek]
"İnce eleyip sık dokumak" deyimi ve açıklaması
- Titizlik göstermek, bir şeyi en ince ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden geçirmek.
- "O kadar da ince eleyip sık dokunacak bir iş değil, kaygılanma."
[
İnce eleyip sık dokumak]
"Posasını çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Birini çok dövmek.
- Bir kişi veya şeyi sonuna kadar sömürmek.
- "Ülkenin posasını çıkardılar, biz hâlâ seyrediyoruz."
[
Posasını çıkarmak]
"Zerre kadar" deyimi ve açıklaması
- Hiç denecek kadar az.
- "Onu zerre kadar sevmiyorum."
[
Zerre kadar]