"Diş gıcırdatmak" deyiminin anlamı nedir?
- Kızgınlığını, öfkesini kimi davranışlarıyla belli etmek.
- "Dediğini yaptıramayınca dişlerini gıcırdatmaya başladı."
Diş gıcırdatmak deyimine benzer deyimler
"Açık vermek" deyimi ve açıklaması
- Gelir gideri karşılamamak. Gizlenmek istediği bir şeyi farkında olmadan belli etmek.
[
Açık vermek]
"Altını üstüne getirmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi bulmak için aramadık yer bırakmamak.
- "Evin altını üstüne getirdik ama tabancayı bulamadık."
- Söz ve davranışlarıyla çevreyi birbirine düşürmek, karmakarışık etmek.
- "Adam iki çift laf etti. Topluluğun altını üstüne getirdi."
[
Altını üstüne getirmek]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Aş yermek" deyimi ve açıklaması
- Gebe kadın, kimi yemeklerden tiksinmek, kimi şeyleri yemek için aşırı istek duymak.
[
Aş yermek]
"Atıp tutmak" deyimi ve açıklaması
- Yüksek laflar etmek, büyük işler yapacağını söylemek.
- Ağır sözlerle öfkesini göstermek.
[
Atıp tutmak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Baş vermek" deyimi ve açıklaması
- İnandığı bir şey uğrunda ölmek, canını vermek.
- Belirmek, kimi bitkilerin başak tutmaya başlaması.
- "Ektiğimiz buğdaylar baş vermeye başladı."
[
Baş vermek]
"Bıyık altından gülmek" deyimi ve açıklaması
- Birinin içine düştüğü duruma belli etmeden gülmek, sevindiğini belli etmeyerek onunla eğlenmek, içinden onunla alay etmek.
- "Ayşe`nin kırdığı pot karşısında bıyık altından gülmeye başladı."
[
Bıyık altından gülmek]
"Diş göstermek" deyimi ve açıklaması
- Güçlü olduğunu, kendine güvendiğini, saldırabileceğini davranışlarıyla belli etmek; tehdit etmek.
- "Biraz diş göstersen hemen yola geleceklerdir."
[
Diş göstermek]
"Ensesinde boza pişirmek" deyimi ve açıklaması
- Sıkıştırıp tedirgin etmek, eziyet etmek.
- "İşlerin yavaş gittiğini gören patron işçilerin ensesinde boza pişirmeye başladı."
[
Ensesinde boza pişirmek]
"Ezilip büzülmek" deyimi ve açıklaması
- Güç bir duruma düştüğünü, utandığını, sıkıldığını davranışlarıyla belli etmek.
- "Hiçbir insanın karşımda ezilip büzülmesine tahammülüm yoktur."
[
Ezilip büzülmek]
"Yelkenleri suya indirmek" deyimi ve açıklaması
- Israrından, iddiasından, direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini kabul etmek; yüksekten atıp tutmayı bırakarak yumuşamak.
- "Yelkenleri nasıl da suya indi dediğini yaptıramayınca."
[
Yelkenleri suya indirmek]