"Diş bilemek" deyiminin anlamı nedir?
- Öç almak, kötülük yapmak için fırsat kollamak; öfkesini gösterir durum almak.
- "Bana diş bilediği bakışlarından belli."
Diş bilemek deyimine benzer deyimler
"Acısını çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Gördüğü maddi ya da manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak.
- Öç almak.
[
Acısını çıkarmak]
"Arkasını (birine) vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin koruyuculuğundan güç almak.
- Bir kimsenin himayesinden güç almak.
- "Arkasını kaymakama vermiş pervasızca konuşuyor, yolu burdan geçireceğim diyor."
[
Arkasını (birine) vermek]
"Başa geçmek" deyimi ve açıklaması
- En üstün yeri almak.
- Herhangi bir konu önemce ilk sırayı almak.
- "Ülkede ekonomik yolsuzluklar başa geçti."
[
Başa geçmek]
"Başa güreşmek" deyimi ve açıklaması
- Yağlı güreşte başpehlivanlık için güreşmek.
- En üstün sonucu almak için mücadele etmek, yarışmada birinciliği almak için uğraşmak.
- "Takımımız öteden beri başa güreşir."
[
Başa güreşmek]
"Çekişe çekişe pazarlık (etmek)" deyimi ve açıklaması
- Bir malı ucuza almak, ya da pahalıya satmak için titizce uzun süre yapılan pazarlık.
- "Babam çok istediği atı alabilmek için, atın sahibiyle çekişe çekişe pazarlık etmeye başladı."
[
Çekişe çekişe pazarlık (etmek)]
"Fırsat düşkünü" deyimi ve açıklaması
- Çıkar sağlamak, kötülük yapmak için fırsat kollayan kimse.
- "Fırsat düşkünü insanlardan nefret ederim."
[
Fırsat düşkünü]
"Gün almak" deyimi ve açıklaması
- Bir iş yapmak için ilgili kişiden gün ayırmasını; belirli bir tarih tespit etmesini istemek, randevu almak.
- Yaşını bitirip daha sonraki yılın bir ya da birkaç gününü almak.
- "Doktordan gün almayı unutmamışsındır umarım."
[
Gün almak]
"Hakkından gelmek" deyimi ve açıklaması
- Güç bir işi başarı ile sonuçlandırmak.
- Öç almak, yenmek veya cezasını vermek.
- "Siz onu bana bırakın, hakkından gelmesini bilirim."
[
Hakkından gelmek]
"Kırk dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek, ikna edebilmek için çok uğraşmak.
- "Ne inatçı adammış, bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana."
[
Kırk dereden su getirmek]
"Para yemek" deyimi ve açıklaması
- Çok para harcamak.
- Rüşvet yemek, görevini kötüye kullanıp bir iş yapmak için birinden para almak.
- "İnsanlar artık açıktan para yiyorlar."
[
Para yemek]
"Söz almak" deyimi ve açıklaması
- Konuşmaya başlamak için toplantı başkanından izin almak, öyle konuşmaya başlamak.
- Birinin bir iş yapacağını kesin olarak bildirmesini sağlamak.
- Erkek tarafı, istenilen kızın verileceğine dair ailesinden olumlu cevap almak.
- "Toplantıda ilk olarak Ayşe söz almak istedi."
[
Söz almak]
"Tavır almak (takınmak)" deyimi ve açıklaması
- Belli bir durum ve davranış almak.
- "Ağabeyim bana niçin karşı tavır aldı bilmiyorum"
[
Tavır almak (takınmak)]