"Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" deyiminin anlamı nedir?
- Daha iyisini elde etmek uğruna çalışırken elindekilerini de yitirmek.
- "Gel şu işten vazgeç, Dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan da olma."
Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak deyimine benzer deyimler
"Ağzına tat bulaşmak" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı işten yararlandığı için hep aynı işi yapıp aynı sonucu elde etmek istemek.
[
Ağzına tat bulaşmak]
"Ağzının payını vermek" deyimi ve açıklaması
- Sert söz ve davranışlarla karşılık vererek bir kimseyi yaptığına pişman etmek.
- "Demek öyle, ben de senin ağzının payını vermezsem bana da Hasan demesinler!"
[
Ağzının payını vermek]
"Ayak üstü (üzeri)" deyimi ve açıklaması
- Kısa süre içinde, acele olarak.
- Ayakta durarak, ayakta dikilerek.
- "Gel de şu büfede ayak üstü atıştıralım biraz."
[
Ayak üstü (üzeri)]
"Azı çoğa saymak" deyimi ve açıklaması
- Verilen şey, armağan az ya da küçük de olsa, çokmuş, büyükmüş, değerliymiş gibi kabul etmek.
[
Azı çoğa saymak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Ben hancı, sen yolcu (oldukça)" deyimi ve açıklaması
- "Özel ilişkilerimiz sürüp gittikçe senin bana işin düşer" ya da
- "Nasıl olsa yine karşılaşacağız" anlamında kullanılır.
- "Demek şu küçük paketi götürmüyorsun, öyle olsun, ben hancı sen yolcu, bugünün yarını da vardır."
[
Ben hancı, sen yolcu (oldukça)]
"Bozum olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sözü ya da davranışı iyi karşılanmadığı için utanmak, utanacak duruma düşmek.
- "Onun düşüncesinin hiç de doğru olmadığını söylediğim zaman amma da bozum oldu kadın."
[
Bozum olmak]
"Buldukça bunamak" deyimi ve açıklaması
- Bulduğundan daha çoğunu isteyip şükretmemek, daha iyisini istemek.
- "Buldukça bunuyorsun, milletin aç sefil gezdiğini görmez misin sen?"
[
Buldukça bunamak]
"Burnu sürtülmek" deyimi ve açıklaması
- Ilımlı bir yol seçip gururundan vazgeçmek, sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek.
- "Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dik başlılığı bırakacak."
[
Burnu sürtülmek]
"Oyunbozanlık etmek" deyimi ve açıklaması
- Mızıkçılık etmek, birlikte yapılması gereken işten tek taraflı vazgeçmek.
- "Oyunbozanlık etme de gel birlikte eğlenelim."
[
Oyunbozanlık etmek]
"Üstüne (üzerine) düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak.
- (Çocuğu) sevme ya da korumada çok ileri gitmek.
- "Şu çocuğun üstüne bu kadar düşmeyelim, şımardıkça şımarıyor, neredeyse başımıza çıkacak."
[
Üstüne (üzerine) düşmek]
"Yanıp tutuşmak" deyimi ve açıklaması
- Elde etmek için güçlü bir istek duymak, elde edemediği için de büyük üzüntü içinde olmak.
- Kuvvetli bir aşkla sevmek.
- "Bakan olmak isteğiyle yanıp tutuşuyordu."
[
Yanıp tutuşmak]