"Deveye hendek atlatmak" deyiminin anlamı nedir?
- Birisine yapılması çok zor, hemen hemen yapamayacağı bir işi yaptırmaya çalışmak.
- "Senin yaptığın deveye hendek atlatmak, bırak şu garibin yakasını."
Deveye hendek atlatmak deyimine benzer deyimler
"Acısı içine çökmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şey için çok derin bir üzüntü duymak, bir şeyin acısını çok içinde duyumsamak.
[
Acısı içine çökmek]
"Ağız yapmak" deyimi ve açıklaması
- Yapamayacağı bir işi yapabilir görünerek bir kimseyi oyalamaya, aldatmaya çalışmak.
[
Ağız yapmak]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Anasının nikâhını istemek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeye değerinden çok para istemek, olmayacak bir istekte bulunmak.
- "Senin istekli olduğunu duydu adam, şimdi gidersen anasının nikâhını isteyecek o eve."
- Satacağı nesne için değerinin çok üstünde para istemek.
[
Anasının nikâhını istemek]
"Aşağı yukarı" deyimi ve açıklaması
- Yaklaşık olarak, hemen hemen, tam değil de tama yakın.
- "Aşağı yukarı on kilo gelir bu yük."
- Yaklaşık olarak, hemen hemen, tama yakın.
[
Aşağı yukarı]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bir bardak suda fırtına koparmak (yaratmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok basit, küçük, önemsiz bir şeyi büyütüp içinden zor çıkılır bir olay hâline getirmek.
- "Bir bardak suda fırtına koparmayı bırak artık, mendilini yaktıysa evi de yakmadı ya!"
[
Bir bardak suda fırtına koparmak (yaratmak)]
"Bir sözünü iki etmemek" deyimi ve açıklaması
- Birinin her istediğini hemen yerine getirmek.
- "Ah benim tatlı çocuğum, bir sözümü iki etmez, hemen yapıverir."
[
Bir sözünü iki etmemek]
"Burnu Kaf dağında (olmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla kibirli, herkese yukarıdan bakar (olmak).
- "İyi ki bir araba aldı, burnu Kaf dağında bir adam olup çıktı."
- Çok kibirli, herkese çok yukarıdan bakar (olmak).
- "Burnu büyümek.
- ",
- "Burnu havada."
[
Burnu Kaf dağında (olmak)]
"Dağdan gelip bağdakini kovmak" deyimi ve açıklaması
- Daha sonradan geldiği bir yere ya da karıştığı bir işte eskiden beri bulunan bir kişinin yerini almaya çalışmak.
- "Şu densize bak hele, dağdan gelip bağdakini kovuyor!
[
Dağdan gelip bağdakini kovmak]
"Eşiğini aşındırmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yaptırmak, gördürmek için bir yere çok gidip gelmek.
- "Şu köy yolu için hükümet eşiğini aşındırıp durduk."
[
Eşiğini aşındırmak]