"Demir atmak" deyiminin anlamı nedir?
- Çapasını denize atmak.
- Bir yerde uzun süre kalmak.
- "Gemiler fırtına başlayınca koya girip demir attılar."
Demir atmak deyimine benzer deyimler
"Açıl susam açıl" deyimi ve açıklaması
- Bin bir gece masallarının baş kişisi Ali Baba’nın, Kırk Haramiler’in gömülerini saklandıkları mağaraya girmek için söyelediği bir büyülü söz olan bu deyim, bir çıkmaz, bir güçlük karşısında alay yollu kullanılır.
[
Açıl susam açıl]
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağzına bir parmak bal çalmak" deyimi ve açıklaması
- Amacına ulaşmak için birini tatlı sözlerle bir süre oyalamak, kandırmak; umut verip ikna ederek işini yaptırmak.
- "Öyle bir insan ki ağzına bir parmak bal çal, sonra her istediğini yaptır."
[
Ağzına bir parmak bal çalmak]
"Ağzından girip burnundan çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Çeşitli yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek; veya kandırmak.
- "Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı."
- Ne yapıp yaparak bir kimseyi bir şeye razı etmek.
[
Ağzından girip burnundan çıkmak]
"Altından girip üstünden çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Bir serveti, bir parayı, bir kaynağı gereksiz yere, düşüncesizce, sorumsuzca harcayıp kısa zamanda bitirmek.
- "Bir ayda o kadar paranın altından girip üstünden çıktı."
[
Altından girip üstünden çıkmak]
"Askıya çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Nikah kıyılmadan önce, evlenecek kimselerin durumunu (ya da başka bir konuyu) yazılı olarak, herkesin görebileceği yere asmak.
- Evlenecek kimselerin nikâhtan önceki durumlarını gösterir belgelerin, belirli bir süre için ilgili dairede görünür bir yere asılması, ilân edilmesi.
[
Askıya çıkarmak]
"Ayağına (ayaklarına) kara su inmek" deyimi ve açıklaması
- Bir yerde ayakta beklemekten veya uzun süre dolaşmaktan çok yorulmak.
- "Seni aramaktan ayaklarıma kara sular indi, nerelerdeydin Allah aşkına!"
[
Ayağına (ayaklarına) kara su inmek]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Dikiş tutturamamak" deyimi ve açıklaması
- Bir yerde, bir işte bir sebepten ötürü başarı sağlayamayıp uzun süre kalmamak.
- "Bir şeyde dikiş tutturamadı, şimdi boşta gezip duruyor."
[
Dikiş tutturamamak]
"Mola vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir süre ara vermek; uzun süren yolculuğun, çalışmanın, yürüyüşün yorucu etkisini atmak için bir süre dinlenmek.
- "Yarım saat sonra mola verecekler, onlara mola yerinde yetişebiliriz."
[
Mola vermek]
"Postu sermek" deyimi ve açıklaması
- Kısa bir süre için gittiği yerde, saygısızca ve sorumsuzca uzun süre kalmak.
[
Postu sermek]