"Dal budak salmak" deyiminin anlamı nedir?
- Karmaşık biçimde yayılıp genişlemek.
- Soy ya da dostluk yönünden genişleyip yayılmak.
- "Bu mesele daha fazla dal budak salmadan hemen halledilmeli."
Dal budak salmak deyimine benzer deyimler
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağıt yakmak" deyimi ve açıklaması
- Sevilen birinin ölümü ya da toplumca uğranılan bir acı dolayısıyla ağıt özelliği taşıyan bir şiir yazmak ya da böyle olaylarla ilgili olarak ağıt söylemek.
[
Ağıt yakmak]
"Ağzıyla kuş tutsa…" deyimi ve açıklaması
- "Ne kadar çaba gösterse, ne yapsa da" anlamında kullanılır.
- "Ağzıyla kuş da tutsa, artık bu eve adım atamaz."
[
Ağzıyla kuş tutsa…]
"Aşağı yukarı" deyimi ve açıklaması
- Yaklaşık olarak, hemen hemen, tam değil de tama yakın.
- "Aşağı yukarı on kilo gelir bu yük."
- Yaklaşık olarak, hemen hemen, tama yakın.
[
Aşağı yukarı]
"Aş deliye kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
[
Aş deliye kalmak]
"Büyük oynamak" deyimi ve açıklaması
- Büyük bir tehlikeyi göze alarak bir işe girişmek.
- Çok fazla para koyarak kumar oynamak.
- "Büyük oynadım, ya kaybedeceğim, ya da kazanacağım."
[
Büyük oynamak]
"Gözü sulu" deyimi ve açıklaması
- En küçük sevinç ya da üzüntü karşısında hemen ağlayıveren, gözyaşlarını tutamayan.
- "Senin kız da amma gözü sulu biriymiş."
[
Gözü sulu]
"Kıran girmek" deyimi ve açıklaması
- Daha önce bulunan şey bulunmaz olmak.
- Hayvanlar ya da insanlar arasında öldürücü bir hastalık yayılmak.
- "Kıran girdi, bütün koyunlar telef oldu."
[
Kıran girmek]
"Köprüleri atmak" deyimi ve açıklaması
- Girişilen, başlanılan bir işten vazgeçmeye ya da geri dönmeye imkânı kalmayacak şekilde kesin bir davranış göstermek; ilişkileri bir daha kurulamayacak biçimde bozmak.
[
Köprüleri atmak]
"Tuz biber ekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek.
- Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını daha da artırmak.
- "İyi yaptın sanki, o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine."
[
Tuz biber ekmek]
"Tüy dikmek" deyimi ve açıklaması
- Kötü bir işi, ortaya konan bir söz ya da davranışla daha da kötüleştirmek.
[
Tüy dikmek]
"Vakit kazanmak" deyimi ve açıklaması
- Karşı tarafı oyalayarak zamanı uzatmak.
- Bir şeye ayrılan ya da harcanan zamanı uzatmak.
- "Sen onu meşgul et ki hemen yola çıkmasın, bu sayede biz de biraz vakit kazanmış oluruz."
[
Vakit kazanmak]