"Çocuk oyuncağı" deyiminin anlamı nedir?
- Önem verilecek değerde olmayan, kolay iş.
- "Dereyi geçmek mi? Çocuk oyuncağı benim için."
Çocuk oyuncağı deyimine benzer deyimler
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağır iş" deyimi ve açıklaması
- Yapılması zor iş, güç iş , zahmetli iş.
[
Ağır iş]
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Ayaklar altına almak" deyimi ve açıklaması
- Önem verilecek şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- Önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- "Babasının onun için verdiği emekleri ayaklar altına alarak o serseriliği seçti."
[
Ayaklar altına almak]
"Babana rahmet" deyimi ve açıklaması
- Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde. Ben de öyle düşünüyordum.
- "Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde; Allah senden razı olsun" anlamında hoşnutluk, memnunluk bildirmek için kullanılır.
[
Babana rahmet]
"Başa güreşmek" deyimi ve açıklaması
- Yağlı güreşte başpehlivanlık için güreşmek.
- En üstün sonucu almak için mücadele etmek, yarışmada birinciliği almak için uğraşmak.
- "Takımımız öteden beri başa güreşir."
[
Başa güreşmek]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Çoluk çocuk elinde kalmak" deyimi ve açıklaması
- Genç, tecrübesiz, çocuk denecek kişilerin yönetimi altında yaşar durumda olmak.
- "Ülke çoluk çocuk elinde mi kalacak? Allah korusun!"
[
Çoluk çocuk elinde kalmak]
"Ekmek parası" deyimi ve açıklaması
- Kazanç, geçinmek için kazanılan para.
- "Ekmek parası kolay kolay kazanılmıyor."
[
Ekmek parası]
"Eşref saat" deyimi ve açıklaması
- İş görecek kimsenin uysal davranacağı, aksilik çıkarmayacağı zaman.
- Bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman.
- "İzin alabilmek için müdür beyin eşref saatini kollamaya başladı."
[
Eşref saat]
"Ezbere iş görmek" deyimi ve açıklaması
- İncelemeden, özenmeden, gerekli olan bilgiyi almadan, gelişi güzel iş yapmak.
- "Ben sana ezbere iş görme demedim mi?"
[
Ezbere iş görmek]
"Yumurta kapıya gelmek" deyimi ve açıklaması
- Yapılması gereken bir iş için zaman daralmış olmak, iş çok sıkışık zamana rastlamak.
- "Sen hep işleri yumurta kapıya gelence mi yaparsın?"
[
Yumurta kapıya gelmek]