"Çırak etmek" deyiminin anlamı nedir?
- Bir yerde uzun süre çalıştıktan sonra geçimini sağlayabilecek duruma erişmiş olan kişiye bağımsız çalışması için izin vermek.
Çırak etmek deyimine benzer deyimler
"Açıl susam açıl" deyimi ve açıklaması
- Bin bir gece masallarının baş kişisi Ali Baba’nın, Kırk Haramiler’in gömülerini saklandıkları mağaraya girmek için söyelediği bir büyülü söz olan bu deyim, bir çıkmaz, bir güçlük karşısında alay yollu kullanılır.
[
Açıl susam açıl]
"Adam oluncaya kadar dokuz fırın ekmek ister" deyimi ve açıklaması
- Yetişip topluma yararlı duruma gelmek.
- İşe yaramayan bir şey onarılıp işe yarar duruma gelmek.
- Yetişip topluma yararlı bir kişi olması için uzun zaman gerek.
[
Adam oluncaya kadar dokuz fırın ekmek ister]
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağzına bir parmak bal çalmak" deyimi ve açıklaması
- Amacına ulaşmak için birini tatlı sözlerle bir süre oyalamak, kandırmak; umut verip ikna ederek işini yaptırmak.
- "Öyle bir insan ki ağzına bir parmak bal çal, sonra her istediğini yaptır."
[
Ağzına bir parmak bal çalmak]
"Askıya çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Nikah kıyılmadan önce, evlenecek kimselerin durumunu (ya da başka bir konuyu) yazılı olarak, herkesin görebileceği yere asmak.
- Evlenecek kimselerin nikâhtan önceki durumlarını gösterir belgelerin, belirli bir süre için ilgili dairede görünür bir yere asılması, ilân edilmesi.
[
Askıya çıkarmak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Dikiş tutturamamak" deyimi ve açıklaması
- Bir yerde, bir işte bir sebepten ötürü başarı sağlayamayıp uzun süre kalmamak.
- "Bir şeyde dikiş tutturamadı, şimdi boşta gezip duruyor."
[
Dikiş tutturamamak]
"Mola vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir süre ara vermek; uzun süren yolculuğun, çalışmanın, yürüyüşün yorucu etkisini atmak için bir süre dinlenmek.
- "Yarım saat sonra mola verecekler, onlara mola yerinde yetişebiliriz."
[
Mola vermek]
"Ömür çürütmek" deyimi ve açıklaması
- Uzun süre bir şey için emek vermiş olmak, ya da boşuna zaman harcamış olmak.
- "Bu ev için bir ömür çürüttüm ben."
[
Ömür çürütmek]
"Özü sözü bir" deyimi ve açıklaması
- Düşünceleri, söyledikleri ve yaptıkları bir olan, ne düşünüyorsa onu söyleyen, içi dışı bir olan kimse.
- "Özü sözü bir olan insanlara rastlamak gittikçe zorlaşıyor."
[
Özü sözü bir]
"Postu sermek" deyimi ve açıklaması
- Kısa bir süre için gittiği yerde, saygısızca ve sorumsuzca uzun süre kalmak.
[
Postu sermek]