"Çene yarıştırmak" deyiminin anlamı nedir?
- Karşılıklı gevezelik etmek, boş konuşmak.
- "Sizinle çene yarıştırılmaz doğrusu."
Çene yarıştırmak deyimine benzer deyimler
"Ağzını havaya (poyraza) açmak" deyimi ve açıklaması
- Elindeki fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere bir şeyler elde etmeyi ummak.
- Umduğunu elde edememek, fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere beklemek.
- "Evi o zaman alacaktın, artık geçti, bundan sonra ağzını havaya aç."
[
Ağzını havaya (poyraza) açmak]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Boş gezenin boş kalfası" deyimi ve açıklaması
- İşsiz güçsüz, aylak, boş gezip dolaşan kimse.
- "Adam boş gezenin boş kalfası, bir de işsizlikten yakınıyor."
[
Boş gezenin boş kalfası]
"Canına okumak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek.
- İyi bir şeyi kötü hâle getirmek, heder etmek, harcamak.
- "Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde."
[
Canına okumak]
"Çan çan etmek" deyimi ve açıklaması
- Gerekli gereksiz sürekli konuşmak, yüksek sesle devamlı gevezelik etmek.
- "Başımda ne çan çan edip duruyorsun, kes artık şu sesini."
[
Çan çan etmek]
"Çene çalmak" deyimi ve açıklaması
- Gevezelik ederek, çok konuşarak vakit geçirmek.
- "Komşu kadınları çene çalmaya bayılırlar."
[
Çene çalmak]
"Çene yormak" deyimi ve açıklaması
- Boş yere bir şeyler söyleyip durmak, boşuna konuşmak.
[
Çene yormak]
"Ensesinde boza pişirmek" deyimi ve açıklaması
- Sıkıştırıp tedirgin etmek, eziyet etmek.
- "İşlerin yavaş gittiğini gören patron işçilerin ensesinde boza pişirmeye başladı."
[
Ensesinde boza pişirmek]
"Hoş beş etmek" deyimi ve açıklaması
- Şundan bundan konuşarak sohbet etmek.
- "O iki ihtiyar kadın hoş beş etmek için yaratılmışlar sanki."
[
Hoş beş etmek]
"Laf atmak" deyimi ve açıklaması
- Dokunaklı sözlerle sataşmak, uzaktan işittirmek.
- Karşılıklı söyleşmek, konuşmak.
- Sözle sarkıntılık etmek.
- "Laf atarak beni tahrik etmeye çalışıyorlardı."
[
Laf atmak]
"Yüksek perdeden konuşmak" deyimi ve açıklaması
- Yüksek sesle konuşmak.
- Meydan okurcasına sert konuşmak.
- Yapılması güç şeyleri yapacakmış gibi abartılı konuşmak.
- "Bu adam yüksek perdeden konuşmaya bayılıyor."
[
Yüksek perdeden konuşmak]